Stamford Bridge'de nefesler kesildi, tribünler adeta yerinden oynadı. Londra'nın gri puslu havasını yırtarcasına yükselen tezahüratlar, Chelsea'nin kraliyet mavisiyle buluştuğu o özel gecede… Fulham karşısında tam bir futbol şöleni yaşatan The Blues, rakibini iki golle saf dışı bırakmasını bildi.
İlk yarıda oyunu tamamen kendi istediği tempoya sokan Chelsea, 18. dakikada beklenen golü buldu. Brezilyalı stoper Thiago Silva'nın kafayla gönderdiği top ağlarla buluştuğunda, Fulham'lı oyuncuların yüz ifadeleri her şeyi anlatıyordu adeta. Savunmanın en deneyimli ismi, sanki gençlik yıllarına dönmüştü!
İkinci yarıya da fırtına gibi başlayan ev sahibi ekip, 70. dakikada skoru farklılaştırdı. Raheem Sterling'in adeta bir bıçak gibi yardığı sağ kanattan gelen ortaya, Fulham defansı çare bulamadı. Top ağlarla buluştuğunda, teknik direktör Mauricio Pochettino'nun yüzündeki gülümseme görülmeye değerdi.
Fulham ise bu gece pek şanslı değildi. Orta sahada Palhinha'nın yokluğunu derinden hisseden konuk ekip, ofansif anlamda etkili olamadı. Carvalho ve Mitrovic'in yokluğu, hücum hattında ciddi bir yaratıcılık sorunu oluşturdu. Belki de teknik direktör Marco Silva'nın bu maçtan çıkaracağı çok ders var.
Kaleci Kepa Arrizabalaga ise bu gece önemli kurtarışlarıyla takımına değer kattı. İspanyol kaleci, özellikle maçın son dakikalarında yaptığı kritik müdahalelerle Chelsea'nin kalesini gole kapattı.
Bu sonuçla birlikte Chelsea, Premier League'deki yenilmezlik serisini sürdürdü. The Blues, ligde aldığı bu değerli üç puanla puan sıralamasında önemli bir yükseliş yakaladı. Fulham ise bu sezonki ikinci mağlubiyetini alarak hayal kırıklığı yaşattı.
Londra'nın batısında oynanan bu derbi, gerçekten de futbola doyuran bir görsel şölene dönüştü. Taraftarların coşkusu, oyuncuların mücadeleci ruhu ve teknik ekibin stratejik hamleleri… Hepsi bir araya gelince, futbolun neden bu kadar sevildiğini bir kez daha hatırlattı.
