Stamford Bridge'deki atmosfer elektrik gibiydi adeta. Seyircinin her nefesi, tribünlerde yankılanan her tezahürat, bu gece tarihi bir karşılaşmaya tanıklık edeceğimizin habercisi gibiydi. Ve öyle de oldu.
Chelsea, Tottenham karşısında adeta bir fırtına gibi esti. İlk yarıda oyunu tamamen domine eden mavi formalı ekip, skor tahtasını da hareketlendirmekte gecikmedi. Oyuna müthiş bir tempo ve baskıyla başladılar - Tottenham savunması ne yapacağını şaşırmıştı resmen.
İlk Yarıda Gelen Gol Şovu
Dakikalar 23'ü gösterdiğinde... Sanırım o an herkes tribünlerde nefesini tuttu. Chelsea'nin genç yıldızı, topu ağlarla buluşturduğunda, Tottenham kalecisi yapabilecek hiçbir şey yoktu. Gol o kadar güzeldi ki, teknik direktörün yüzündeki o küçük gülümseme her şeyi anlatıyordu aslında.
Ve ardından... 37. dakika! İkinci gol geldiğinde, stadyum adeta yıkılıyordu. Tottenham savunması dağınıktı, Chelsea'nin hücum hattı ise tıpkı iyi ayarlanmış bir saat gibi işliyordu. Bu goldeki pas trafiği gerçekten göz kamaştırıcıydı.
Tottenham'ın Direnişi ve Chelsea'nin Cevabı
İkinci yarıya daha motive gelen Tottenham, 68. dakikada farkı bir puana indirmeyi başardı. Bu gol maça biraz heyecan katmıştı doğrusu. Acaba Chelsea dağılır mı diye düşünürken...
Tam 81. dakikada Chelsea'nin üçüncü golü geldi! Tottenham'ın tüm umutlarını yerle bir eden bu gol, maçın kaderini de belirlemiş oldu. Son dakikalarda Tottenham'ın atakları olsa da, Chelsea savunması adeta bir duvar gibiydi.
Maç sonunda Chelsea teknik direktörü memnuniyetini gizlemiyordu. "Takımım bugün inanılmazdı" derken yüzündeki ifade her şeyi anlatıyordu. Tottenham tarafında ise hayal kırıklığı gözle görülür şekildeydi.
Bu sonuçla Chelsea ligdeki pozisyonunu güçlendirirken, Tottenham için ise düşünülecek çok şey var gibi görünüyor. Londra derbisinin bu heyecan dolu bölümü, futbolseverlere unutulmaz bir gece yaşattı. Premier League'in neden dünyanın en çok izlenen ligi olduğunu bir kez daha hatırlattı bize.