Belçika'nın soğuk gecesinde, Jan Breydel Stadyumu adeta bir fırtınaya tanık oldu. Ve evet, bu fırtınanın adı Club Brugge'du. Rangers ise bu kasırganın önünde savrulup gitti, tıpkı sonbahar yaprakları gibi.
Daha ilk 20 dakika bile dolmadan, Hans Vanaken sahneye çıktı. 17. dakikada attığı o gol... Sanırım Rangers savunması o an nerede olduklarını unuttu. Top ağlarla buluştuğunda, Brugge taraftarlarının çığlığı Belçika semalarını yardı.
İkinci perde ise tam bir gösteriye dönüştü. 57. dakika... Antonio Nusa, adeta bir balerin inceliğiyle (fakat bir ordu gücüyle) skoru 2-0'a taşıdı. Rangers oyuncuları ise sadece izlemekle yetindi, sanki hipnotize olmuşlardı.
Ve tabii ki finali yapacak olan kişi... Ferran Jutgla. 90+1. dakika. Zaten bitmiş bir maçı resmen mühürledi. 3-0. Skor tahtası bile yorgun görünüyordu artık.
Rangers için ise bu gece tam bir kabustu. Ne savunma tuttu, ne hücum işe yaradı. Sanki sahada değil de, bir labirentin içinde kaybolmuş gibiydiler. Brugge ise taktik disiplini ve bitiriciliğiyle tam not aldı.
Bu sonuç, Brugge'nin grubundaki yerini sağlamlaştırırken, Rangers için ise soru işaretlerini beraberinde getirdi. Dönüş yolculuğu, İskoçya'ya kadar epey uzun ve düşündürücü geçecek gibi duruyor. Futbol böyle bir şey işte; bazen rüzgar sert eser ve sizi savurur.
