Ofiste geçen o sıkıcı pazartesi sabahları gibi hissettiren bir maç sonrası basın toplantısıydı. Radomir Dalović'nin yüz ifadesi, içinden geçen fırtınayı ele veriyordu adeta. "Bugün sahadan çıkardığımız sonuç, beklediğimiz gibi değildi" diye başladı konuşmasına, kelimeleri özenle seçerek.
Aslında her şeyi özetleyen o cümle: "Bu maçtan çıkarılması gereken dersler var." Ne kadar da tanıdık geliyor değil mi? Tıpkı okulda öğretmeninizin söylediği gibi. Ama Dalović'nin söyledikleri sıradan bir teknik direktör açıklamasından çok daha fazlasını içeriyordu.
Oyunun Kritik Anları ve Yapılan Hatalar
İlk yarıda yaşadığımız o 10 dakikalık dalgınlık... İşte her şey o anda oldu. Sanki takım olarak biraz fazla rahatlamıştık. Dalović'nin de dediği gibi, "Maçın belirli bölümlerinde oyun disiplinimizi kaybettik." Bu kadar net.
Peki neydi asıl sorun? Bence şuydu: Rakibin baskısı altında doğru kararları verememek. Topu gereksiz yere kaybetmek. Ve en önemlisi - Dalović'nin üzerinde özellikle durduğu nokta - "zihinsel dayanıklılık."
Gelecek Haftalar İçin Ne Beklemeli?
Teknik direktörün sözleri arasında belki de en dikkat çekici olanı şuydu: "Önümüzdeki süreçte daha iyi olacağız." Bu sadece bir temenni mi yoksa gerçekten planlanmış bir sürecin başlangıcı mı? Sanırım ikincisi.
Antrenman sahasında yapılacaklar listesi kabarık görünüyor:
- Defansif organizasyonda yaşanan kopuklukların giderilmesi
- Top kayıplarının minimize edilmesi
- Ve en önemlisi - oyun zekasının geliştirilmesi
Dalović'nin son sözleri ise her şeyi özetler nitelikteydi: "Takım olarak büyümemiz gerekiyor." Bu, sadece teknik veya taktik bir meseleden çok daha fazlası. Zihniyet meselesi.
Gelecek hafta sahada neler göreceğiz merakla bekliyoruz. Belki de bu maç, dönüm noktası olarak hatırlanacak. Kim bilir?
