
Fenerbahçe kampında havayı bir anda elektriklendiren bir soru dolaşıyor: Acaba oynayabilecek mi? Takımın bel kemiği olarak görülen isimlerden birinin sakatlığı, önümüzdeki haftanın kritik kapışması öncesinde herkesin kafasında dev bir soru işareti yarattı. Durum, netlikten oldukça uzak.
Antrenman sahasının kenarında fısıltılar dolaşıyor. Koçun suratındaki ifadeden bir şeyler çıkarmaya çalışan gazeteciler, her hareketi yakından takip ediyor. Oyuncunun idmana tam katılamaması, endişeleri iyice körükledi. "Durumu günlük olarak takip ediyoruz" açıklaması ise taraftarı pek de tatmin etmişe benzemiyor. Haklılar da! Böyle bir maç öncesi belirsizlik, kimin içini kemirip durmaz ki?
Teknik Ekip ve Taraftarlar Endişeli
Olabilecek en kötü senaryoyu düşünmekten kendini alamayan binlerce sarı-lacivertli, sosyal medyada durumu tartışıyor. Bazıları "Risk almaya değmez" diye düşünürken, diğerleri "O olmadan bu maçı almak çok zor" gerçeğini haykırıyor. İtiraf etmek gerek, her iki taraf da son derece haklı. Bu, teknik ekibin önüne konulmuş çetrefilli bir bulmaca gibi.
Son dakika gelişmelerini kovalayanlar için durum şu: Karar, muhtemelen maçtan saatler öncesine kadar açıklanmayacak. Strateji, rakibi mümkün olduğunca şaşırtmak üzerine kurulu. Belki de bu sessizlik, bir oyunun parçasıdır? Kim bilir... Futbol bazen saha içinden çok, bu karanlık koridorlarda kazanılıyor.
Son sözü söyleyecek olan, elbette ki tıbbi ekibin raporu olacak. Oyuncunun iyiliği her şeyden önce gelmeli, buna kimsenin itirazı yok. Fakat şu da bir gerçek ki, sezonun bu kritik virajında üç puanın ne denli hayati olduğu hepimizin malumu. Taraftar, iki arada bir derede kalmış durumda. Bir yanda sevilen futbolcunun sağlığı, diğer yanda takımın zaafı. Zor seçim!
Cevap için geri sayım sürüyor. Herkes, pazar günü stadın ışıklarının yanmasını bekliyor. O an geldiğinde, bu belirsizliğin perdesi nihayet aralanacak.