Fenerbahçe'de hummalı bir çalışma temposu hakim. Tribünlerin sevgilisi sarı-lacivertli ekip, karşılaşma öncesi adeta bir saat gibi işliyor. Sahada görüntü, gerçekten de izlemeye değer.
Teknik direktör ve ekibi, oyuncuları adeta bir ter testine tabi tuttu. İdmanın ilk bölümünde, top sürme çalışmaları ve pas trafiği ön plandaydı. Oyuncuların yüzlerindeki konsantrasyon, pazar günü için ne kadar motive olduklarını gözler önüne seriyordu.
Sonrasında? İşte o zaman işler ciddiyet kazandı. Takım, ofansif ve defansif organizasyonlar üzerine uzun soluklu alıştırmalar yaptı. Stoperler ile forvetler arasındaki mücadele, sanki gerçek maçın bir provası gibiydi. Kimi zaman sert, kimi zaman teknik... Futbolun tüm güzellikleri sahada tezahür ediyordu.
Bir de taktik detaylar var tabii. Koçlar, adeta bir satranç ustası gibi, oyunculara pozisyonlarını ve hareketlerini anlatıyordu. Bireysel hatalar üzerine yapılan uyarılar, takımın toplam kalitesini artırmaya yönelikti. Her detay, her hareket, özenle planlanmıştı.
Peki ya oyuncuların moral durumu? Yorgunluklarına rağmen yüzlerindeki gülümseme, takımın ne kadar kenetlenmiş olduğunun bir göstergesi. Aralarındaki diyalog ve birbirlerine yaptıkları motivasyon konuşmaları, bu takımın sadece saha içinde değil, dışında da bir bütün olduğunu hatırlatıyor.
Sonuç olarak, Fenerbahçe pazar gününe bomba gibi hazırlanıyor. Taraftarların tribünlerde yaratacağı coşkuya, sahadaki performansla karşılık vermek istiyorlar. Beklenti, gerçekten yüksek.
