
Durum tam bir karmaşa. Türk futbol kulüpleri, sahada oynayacak futbolcuyu düşünmek yerine, sanki sihirli değnek taşıyan bir hoca büyücüsünün peşine düşmüş gibiler. İnanması güç ama gerçek bu.
Sezon başında taraftar coşkusuyla yapılan dev transfer açıklamaları neredeyse tamamen unutulmuş durumda. Kulüp yöneticileri, sosyal medya hesaplarında parlak yıldızların fotoğraflarını paylaşmak yerine, şimdilerde sadece "güçlü teknik adam" arayışı içinde olduklarını itiraf ediyorlar. Acınası bir tablo!
Futbolcu Değil, Hoca Transferi Yapılıyor
Oysa bir kulübün temel taşı oyuncularıdır. Sahada topa vuran, mücadele eden, gol atan onlardır. Ancak görünen o ki, Türk futbolundaki mantık tamamen ters yüz olmuş. Teknik direktörler birer kurtarıcı gibi görülüyor, sanki sihirli bir dokunuşla her şeyi düzeltebileceklerine inanılıyor.
Peki ya oyuncular? Onlar nerede? İşte asıl sorun burada başlıyor. Kulüpler, sağlam bir kadro kurmak yerine, sadece "hocası güçlü" olma hayaliyle yanıp tutuşuyor. Bu strateji mi, yoksa stratejisizlik mi? Cevap ortada.
Uzmanlar Ne Diyor?
Futbol analistleri bu durumu şöyle yorumluyor: "Kulüpler kısa vadeli çözümler peşinde. Hocayı değiştirerek sorunları çözeceklerini sanıyorlar ama asıl ihtiyaçları olan şey sağlam bir altyapı ve uzun vadeli planlama."
Bir diğer uzman ise daha sert ifadeler kullanıyor: "Bu mantıkla gidersek, önümüzdeki on yıl boyunca aynı kısır döngüde dönüp duracağız. Futbolcu yetiştirmek, yatırım yapmak yerine sürekli hoca değiştirmekle hiçbir yere varamayız."
Sonuç: Değişim Şart!
Türk futbolunun bu hastalıklı döngüden kurtulması gerekiyor. Kulüplerin transfer politikalarını gözden geçirmesi, sadece teknik direktör odaklı değil, oyuncu odaklı bir anlayışa geçmesi şart.
Unutmayalım: Futbol sahada oynanır, ofiste değil. Hocalar önemlidir elbette, ama asıl kahramanlar sahada ter döken futbolculardır. Bu basit gerçeği göz ardı etmek, futbolumuzu daha da geriye götürecektir.