Ankara'nın göbeğinde, o bildiğiniz sıradan pazar günlerinden çok daha farklı bir atmosfer vardı. Gençlerbirliği taraftarı adeta tribünleri inletiyordu - ki bu ses belki de takımlarına olan inancın en somut göstergesiydi.
Ve ne inanç! Konyaspor gibi köklü bir ekibi devirmek hiç de kolay değil ama Gençlerbirliği tam da bunu başardı. Taraftarın desteğiyle adeta kanatlanan genç futbolcular, sahada inanılmaz bir performans sergilediler.
Sahada Yaşananlar Tam Bir Dram
Maçın ilk yarısı gerçekten çekilir gibi değildi. Konyaspor baskı kurmaya çalışıyor, Gençlerbirliği ise kontrollü savunmayla karşılık veriyordu. Ama ikinci yarı... ikinci yarı her şeyi değiştirdi.
Gençlerbirliği oyuncuları taraftarın coşkusundan mıdır nedir, sahada adeta bir fırtına gibi estiler. Konyaspor defansı bu tempoya ayak uydurmakta zorlandı - ki kim zorlanmazdı ki?
Tribünler Konuştu, Takım Dinledi
Taraftarın maç üzerindeki etkisi gerçekten görülmeye değerdi. Her pozisyonda yükselen tezahürat, Gençlerbirliği oyuncularına ekstra güç verdi. Sanki tribünlerden sahaya akan bir enerji vardı ve bu enerji takımı galibiyete taşıdı.
Futbolun sadece sahada oynanan 11 kişilik bir oyun olmadığını bir kez daha gördük. Taraftar faktörü -özellikle de bu kadar coşkulu olunca- gerçekten oyunun kaderini değiştirebiliyor.
Sonuç olarak, Gençlerbirliği için bu galibiyet sadece üç puan değil, aynı zamanda taraftarına verilmiş güzel bir cevap oldu. Ankara'nın bu köklü takımı, sezonun geri kalanında da bu performansı sürdürebilirse ligde sürprizlere gebe olabilir.
Konyaspor için ise bu maç bir uyarı niteliğinde. Yolun uzun olduğunu hatırlatan, tatsız ama belki de gerekli bir deneyimdi.