Tam da beklenen andı aslında. Sanki sahada değil de, bir orkestra şefi gibiydi Hakan Çalhanoğlu. Top ona her geldiğinde, oyunun temposu değişiverdi bir anda. Adeta sihirli dokunuşlarıyla Inter'e hayat verdi diyebilirim.
Maçın ilk yarısı henüz 18. dakikasında... İnanılmaz bir andı gerçekten. Hakan, topu aldı, bir iki dokunuş, sonra müthiş bir şut! Kaleci ne yapacağını şaşırdı resmen. Top ağlarla buluştuğunda, stadyum adeta ayakta alkışladı milli yıldızı.
Oyun Kurucunun Dansı
Gol sonrası Hakan'ın oyunu farklı bir boyuta taşıdığını söylemeliyim. Sanki daha bir özgüvenle doldu. Orta sahanın göbeğinden attığı her pas, adeta bir bıçak gibi rakibin savunmasını yardı geçti. Bir ara öyle bir ara pası vardı ki, seyircilerin 'oooh' çektiğini duyabiliyordunuz.
İkinci yarıya da aynı tempoyla başladı Inter. Hakan'ın liderliği gerçekten takıma yansıyordu. 67. dakikada... İşte o an belki de maçın kaderini kesinleştiren andı. Hakan'ın kullandığı kornerde top mükemmel bir noktaya indi, takım arkadaşı da vuruşu tamamladı. Asistiyle skoru 2-0'a taşıdılar.
Bitmeyen Enerji
Maçın son dakikalarına doğru herkes yorgunluktan kırılırken, Hakan hâlâ koşuyordu. Press yapıyor, top kapmaya çalışıyor, ofansif katkı vermeye devam ediyordu. Bu enerjisi gerçekten takdir edilesiydi doğrusu.
Son düdük çaldığında, Hakan'ın yüzündeki o gülümseme her şeyi anlatıyordu aslında. Hem takımına kazandırdığı galibiyetin mutluluğu, hem de bireysel olarak harika bir performans sergilemenin gururu vardı o ifadede.
Bu performansıyla Hakan Çalhanoğlu, sadece Inter taraftarlarının değil, tüm futbolseverlerin kalbinde taht kurdu diyebilirim. Milli takımımız için de ne kadar önemli bir değer olduğunu bir kez daha hatırlattı bizlere.
