
Tamam, itiraf zamanı. Sahadaki o son dakika kararı hakkında konuşmam gerekiyor. Evet, yanlış yaptım - hem de nasıl! Ama şunu söylemeliyim ki, bu maalesef kariyerimdeki ilk hatam değil. Aslına bakarsanız, herkes gibi ben de zaman zaman yanılgıya düşebiliyorum.
O anı düşünüyorum da... Stadyumun o elektrikli atmosferinde, binlerce taraftarın baskısı altında, bazen insanın perspektifi kayboluyor. Doğru kararı vermek sandığımızdan çok daha zorlaşıyor. Ve işte o kritik anda, belki de yılların tecrübesine rağmen, yanlış hamleyi yapıverdim.
Geçmişten Gelen Tecrübeler
Aslında bu durum bana 2018'deki o unutulmaz maçı hatırlattı. Benzer bir pozisyon, benzer bir zamanlama... O gün de aynı hataya düşmüştüm. Aradan geçen yıllara rağmen, insanın kendini tekrar etmesi ne kadar ilginç değil mi?
Futbol dediğimiz bu karmaşık dünyada -ki gerçekten karmaşık- hiçbir karar siyah ya da beyaz değil. Gri tonların hakim olduğu bir alandayız. Ve bazen, en deneyimli isimler bile bu gri bölgelerde kaybolabiliyor.
Özeleştiri ve Öğrenme
Şimdi geriye dönüp baktığımda, aslında her hatanın bana yeni bir şey öğrettiğini fark ediyorum. Belki de bu son yaşadığım olay, gelecekte daha iyi kararlar almam için bir fırsat olacak. Kim bilir?
Takımıma ve taraftarlara şunu söylemek istiyorum: Özür dilerim. Ama aynı zamanda şunu da eklemeliyim ki, bu meslekte mükemmel olmak diye bir şey yok. Hepimiz insanız ve insan olmanın getirdiği kusurlara sahibiz.
Yarın yeni bir gün doğacak ve yeni kararlar alacağız. Belki yine hata yapacağız, belki de doğru hamlelerle takımımızı zafere taşıyacağız. Futbolun güzelliği de burada işte - hiçbir şey kesin değil, her şey mümkün.