
Dün gece stadın ışıkları altında inanılmaz bir enerji vardı. Karabükspor taraftarı, belki de on yıllardır görülmemiş bir coşkuyla takımının arkasındaydı. Ve oyuncular da bu enerjiyi boşa çıkarmadı, sahada adeta bir fırtına gibi estiler.
Rakip, ilk dakikalardan itibaren baskı kurmaya çalıştı. Ama bizimkiler öyle sağlam bir savunma ördüler ki, karşı tarafın her atağı bir duvara çarparak geri dönüyordu. Sanki sahada on bir futbolcudan fazlası vardı; her bir oyuncu iki kişilik mücadele ediyordu. İlk yarı golsüz kapandı ama heyecandan yerimizde duramıyorduk.
İkinci Yarıda Patlayan Gol
Ve sonra... ikinci yarı. Dakikalar 57'i gösterdiğinde, orta sahadan gelen misilleme bir pasla hücum gelişti. Forvet oyuncumuz, kendisine açılan ufacık bir pencereden topu ağlarla buluşturmayı başardı! Stadyum adeta yıkıldı. O anı tarif etmek kelimelerle mümkün değil; yaşamak lazım.
Gol sonrası rakibin moralinin ne kadar bozulduğunu gözlerinden anlamak mümkündü. Birkaç dakika sonra, neredeyse aynı yerden, bu sefer sol kanattan gelen ölümcül bir ortayla skoru farklı hale getirdik. İnanılmazdı! İki sıfır. Artık zafer bize çok yakındı.
Bitime Dakikalar Kala...
Son dakikalarda rakibin attığı gol ise sadece bir veda golü oldu. Skor tabelası 2-1'i gösterirken, düdük çaldı ve Karabükspor tarihinde yeni bir sayfa açtı. Bu, sadece bir galibiyet değil, aynı zamanda bir milattı. Avrupa'nın devleriyle aynı sahada oynamaya bir adım daha yaklaştık.
Teknik direktör, oyuncular ve tabii ki taraftar... Bu zafer hepimizindi. Şimdi sırada daha büyük engeller var, ama bu gece gösterilen performans, hiçbir şeyin imkansız olmadığını bir kez daha ispatladı. Gözler bir sonraki turda!