İstanbul'da akşamın serin havası, Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu'nda yerini tam bir fırtınaya bıraktı. O öyle bir maçtı ki - son anlara kadar kimin ne alacağı belli olmayan, adeta bir gerilim filmi gibi akan...
Beşiktaş, daha ilk dakikalardan itibaren oyunu dizginlemeye çalıştı. Sanki "Biz buradayız!" dercesine bir baskı kurdu. Ve 23. dakikada beklenen oldu: Jackson Muleka, savunmanın arasından sıyrılıp topu ağlarla buluşturdu. Siyah-Beyazlı taraftar coşkuyla yerinden fırlarken, Kanarya taraftarı ise derin bir sessizliğe gömüldü.
İlk yarı Beşiktaş'ın üstünlüğüyle tamamlandı. Ama ikinci perde bambaşka bir hikaye yazacaktı.
Oyunun Dönüm Noktası
İkinci yarıda Kasımpaşa tam anlamıyla bir metamorfoz geçirdi. Sanki soyunma odasında sihirli bir değnek değmişti - daha agresif, daha istekli ve çok daha tehlikeliydiler. Beşiktaş savunması üzerinde adeta bir baskı fırtınası estirdiler.
Gol pasları, ortalar, şutlar... Kaleci Ersin Destanoğlu kurtarıştan kurtarışa koşarken, Beşiktaşlı taraftarların yüreği ağzındaydı. Dakikalar ilerledikçe Kasımpaşa'nın baskısı daha da arttı. Sanki "Gol gelecek, hissediyorum!" diye bağırıyorlardı tribünlerden.
Son Dakika Şoku
93. dakika. Stadyumda zaman donmuş gibiydi. Kenneth Omeruo, o karmaşanın içinde bir anda belirdi - topa mükemmel bir kafa vuruşu yaptı ve fileleri havalandırdı! Tribünler adeta yıkıldı, Kasımpaşa taraftarı deliye döndü.
Beşiktaşlı oyuncular yere bakarken, Kasımpaşa'lı futbolcular sevinçten birbirine sarılıyordu. O anki duygu seli tarif edilemezdi - bir tarafta zafer çığlıkları, diğer tarafta hayal kırıklığının ağır sessizliği...
Maçın adamı konusunda ise kimse hemfikir değildi. Kimine göre golü atan Omeruo, kimine göre tüm maç mücadele eden Muleka. Ama bence asıl kahraman, takımını ikinci yarı adeta yeniden doğduran Kasımpaşa ruhuydu.
Bu sonuçla Beşiktaş, üst üste ikinci beraberliğini alırken puan kaybı yaşadı. Kasımpaşa ise çok önemli bir puanla sahadan ayrılmanın haklı gururunu yaşıyor. Futbol böyle bir şey işte - son saniyeye kadar asla pes etmemek gerekiyor!