Nihayet! Ankara'da uzun süren bekleyiş sona erdi. Keçiörengücü, adeta bir volkan gibi patlayarak Sariyer'i sahadan silip süpürdü. Tam 5 haftadır içlerinde biriken o galibiyet özlemi, bu akşam 3 golle dışa vurdu.
Maçın başlangıcı aslında pek de umut verici görünmüyordu - ilk yarı iki takımın da birbirini yokladığı, dikkatli bir satranç maçı gibi geçti. Ama ikinci yarı... ah, ikinci yarı her şeyi değiştirdi.
İkinci Yarıda Açılan Fırtına
Dakika 56... Sanki bir düğmeye basılmışçasına Keçiörengücü bambaşka bir takım olarak çıktı sahaya. İbrahim Mirza'nın golüyle başlayan şov, taraftarları ayağa kaldırdı. O an anlaşıldı - bu gece farklı bir hikaye yazılacaktı.
Ve öyle de oldu. Mirza'nın attığı ilk golden sadece 4 dakika sonra, tam 60. dakikada Muharip Cengiz fileleri sarsarak skoru 2-0'a taşıdı. Sariyer oyuncuları neye uğradığını şaşırmıştı - iki gol arasında nefes alacak zaman bile bulamamışlardı.
Bitirici Vuruş ve Coşkulu Kutlama
Maçın sonlarına doğru, 89. dakikada gelen son gol ise adeta bir final müjdesi gibiydi. Melih İnan'ın attığı bu gol, Sariyer'in tüm umutlarını yerle bir etti. Stadyum adeta yıkılıyordu - taraftarların sevinci görülmeye değerdi.
Bu galibiyetle Keçiörengücü puanını 43'e yükseltirken, Sariyer ise 28 puanda kaldı. Lig sıralamasında önemli bir nefes aldılar, kim bilir belki de sezonun kalanı için kritik bir dönüm noktası oldu bu maç.
Teknik direktör Şuayip Alanoğlu'nun yüzündeki gülümseme her şeyi anlatıyordu aslında. Takımına yeniden kazandırdığı o kazanma hissi, paha biçilemezdi. Sariyer'in teknik direktörü Alper Aşçı içinse uzun bir dönüş yolu vardı - takımının savunmasındaki açıkları kapatmak için ciddi çalışması gerekecekti.
Bu gece Ankara'da futbol adına güzel şeyler yaşandı. Taraftarlar evlerine mutlu döndü, oyuncular omuzlarda taşındı. Bazen futbol sadece futbol değildir - böyle gecelerde bir terapi, bir kaçış, bir tutku olur. Keçiörengücü bunu herkese bir kez daha hatırlattı.