Konya'nın o meşhur soğuğu bile taraftarın coşkusunu dindiremedi. Medipol Başakşehir, adeta bir kaleden diğerine hücum ederken, Konyaspor savunması çelikten bir duvar gibiydi. İlk yarı, belki de iki takımın da birbirini yokladığı, kıran kırana geçen bir satranç maçını andırıyordu.
Ve sonra... ikinci yarı. Sanki oyuna ara verilirken her iki takıma da gizli bir enerji iksiri verilmişti. Dakikalar 56'yı gösterdiğinde, Hasan Yeşer adeta bir panter gibi sıçradı. Top ağlarla buluştu, stat ayağa kalktı! Konya'daki o meşhur 'Mevlana rüzgarı' artık Konyaspor'dan yana esiyordu.
Ama Başakşehir pes etmedi, eder mi hiç? Onlar da boş durmadı. 71. dakikada Philipp Paul, Konyaspor taraftarını bir anlığına susturmayı başardı. Skor 1-1 oldu. İşte o anda, 'Beraberlik mi?' diye soranlara inat, Konyaspor sahaya çok daha güçlü çıktı.
Maçın kaderi, tam da bitmek üzereyken değişti. 90+4. Dakika. Herkes beraberliğe razı olmuşken, Oğulcan Ülgün'den müthiş bir vuruş! Seyirci deliriyor, teknik ekip sahaya fırlıyor. O an, Konyaspor'un 3 puanı nasıl söktüğünün en net kanıtıydı.
Bu maç bize bir kez daha gösterdi ki, futbol sadece 90 dakika değil. O son saniyeler, her şeyi değiştirmeye yetiyor. Konyaspor, bu önemli galibiyetle taraftarının yüzünü güldürdü. Başakşehir ise Konya'dan eli boş dönen taraf oldu.
