Ankara'nın o soğuk ama bir o kadar da heyecan dolu gecesinde, Konyaspor taraftarlarının yüreği ağzındaydı. Gerçekten de öyle bir maçtı bu - her dakikası ayrı bir heyecan, her pozisyonu ayrı bir drama sahne oldu.
İlk yarıda oyun dengeli giderken, ikinci yarıda Konyaspor tam anlamıyla bir fırtına gibi esti. Sanki soyunma odasında sihirli bir değnek değmişti oyunculara. 50. dakikada attıkları ilk gol, adeta bir patlamanın habercisiydi. O an stadın sessizliğini yırtan top ağlarla buluştuğunda, Konyasporlu oyuncuların yüzündeki o rahatlama ifadesi görülmeye değerdi.
İkinci Gol ve Maçın Seyri
Ve sonra... 67. dakika. İkinci gol geldiğinde, Gençlerbirliği savunması adeta donup kalmıştı. Konyaspor'un o zarif kombinasyonu, rakibin savunma hattını bir anda buharlaştırdı. Top ağlarla buluştuğunda, seyircilerden yükselen o inanılmaz tezahürat Ankara gecesini inletiyordu.
Maçın geri kalanında Gençlerbirliği toparlanmaya çalıştıysa da, Konyaspor'un defansif disiplini gerçekten takdire şayandı. Her topa müdahale, her çıkış, her blok - hepsi adeta bir bale performansı kadar estetik ve zamanlaması kusursuzdu.
Teknik Adamların Stratejisi
Konyaspor teknik ekibinin maç boyunca uyguladığı oyun stratejisi, özellikle ikinci yarıdaki oyun değişiklikleri gerçekten dikkat çekiciydi. Sanki satranç tahtasında her hamleyi düşünerek ilerliyorlardı. Rakibin zaaflarını bulmak için sabırla beklediler ve tam zamanında vurdular.
Gençlerbirliği tarafında ise, özellikle ikinci yarıda yaşanan performans düşüşü hayal kırıklığı yarattı. İlk yarıdaki dengeli oyunlarını sürdüremediler ve Konyaspor'un baskısı karşısında dağıldılar.
Son düdük çaldığında, Konyasporlu oyuncuların yüzündeki o rahatlama ifadesi her şeyi anlatıyordu aslında. Zorlu bir deplasmandan üç puanla dönmenin verdiği o tarifsiz mutluluk - işte futbolun büyüsü de burada zaten.
Bu galibiyetle Konyaspor, ligdeki konumunu önemli ölçüde güçlendirdi. Taraftarlar ise geceyi kutlayarak tribünlerden ayrıldı. Ankara'da kazanılan bu önemli galibiyet, takımın gelecek maçları için de moral oldu.
