Tamam, itiraf zamanı. Yeni görevinde henüz birkaç hafta geçiren Marcel Lička, o çalkantılı maçın ardından mikrofonlara ilginç açıklamalarda bulundu. Sanki içini dökmek istiyor gibiydi, samimi ve bir o kadar da düşündürücü sözlerle.
"Kayseri'nin o istekli halini görünce şaşırdık doğrusu" diyor Lička, kelimeleri seçerken. "Biz sahaya çıktığımızda, itiraf etmeliyim ki biraz korku vardı içimizde. Öyle bir oyun kurduk ki... adeta savunmaya çekilmiş bir ordu gibiydik."
Rakip Coşkusu Karşısında Çekingenlik
Aslında durum hiç de iç açıcı değil. Rakip takım o kadar istekli ve coşkuluydu ki - neredeyse her topa üç kişi birden koşuyorlardı. Bizimkiler ise sanki ilk kez sahaya çıkmış gibi tedirgindi. Garip bir çekingenlik, anlayacağınız.
Lička'nın söylediğine göre, oyun planı aslında farklıydı. Ama işte, sahada bazen planlar bir anda uçup gidiveriyor. "Sahaya çıkış anımız bile farklıydı" diye ekliyor. "Normalde daha agresif başlamayı planlıyorduk ama işte... olmadı."
Gelecek İçin Umut Var Mı?
Peki ya sonrası? Lička bu durumu düzeltmek için neler yapacak? "Tabii ki çalışacağız" diyor, sesinde kararlılıkla karışık bir yorgunluk var. "Bu tür maçlar aslında öğretici oluyor. Hatalarımızı görüp üzerine gideceğiz."
Belki de en önemlisi, takımın moralini nasıl toparlayacağı. Çünkü böyle maçlardan sonra - bilirsiniz işte - oyuncuların kafası biraz karışık olabiliyor. Lička'nın bu konuda da planları var gibi görünüyor.
Sonuçta her maç yeni bir deneyim. Bazen kazanırsınız, bazen kaybedersiniz, bazen de... işte böyle garip bir şekilde oynayıp çıkarsınız sahadan. Önemli olan ders çıkarmak ve bir sonraki maça daha güçlü hazırlanmak.