Nihayet! Dört haftadır Liverpool taraftarının yüzünü güldürecek bir sonuç gelmedi desek yalan olmaz. Ama bugün, o kırmızı fırtına yeniden esti. Anfield'da nefesler tutulmuştu, oysa endişelenecek hiçbir şey yokmuş.
Takım sahaya adeta 'yeter artık' dercesine çıktı. İlk dakikalardan itibaren topa hükmettiler - öyle ki rakip oyuncular topa dokunamadı neredeyse. Oyunun temposu öylesine yüksekti ki, tribünlerdeki heyecanı hissedebiliyordunuz.
Oyunun Hakimiyeti Ele Geçiriliyor
Liverpool'un orta sahası bugün gerçekten fark yarattı. Sanki her pasla bir mesaj veriyorlardı: "Biz buradayız ve bu ligde ciddiyiz." Press yapışları, top kapmaları... İzlemeye doyum olmuyordu doğrusu.
Ve gol anları! İlk yarıda açılan fark, ikinci yarıda iyice pekişti. Her golde Anfield'ın o meşhur "You'll Never Walk Alone" marşı yankılandı. Taraftarların coşkusu, oyunculara güç verdi diyebilirim.
Teknik Direktörün Stratejisi İşe Yaradı
Haftalardır eleştiri oklarının hedefindeki teknik direktör, bugün adeta "işte ben buyum" dedi. Oyun kurulumu, oyuncu değişiklikleri - her şey tam zamanında ve yerindeydi. Belki de bu galibiyet, sezonun kalanı için bir dönüm noktası olacak, kim bilir?
Savunma hattı bugün gerçekten kilitlendi. Rakip forvetlerin adeta rüyasına girdiler - topu alıp kontrataklara çıkışları görülmeye değerdi. Kalecinin birkaç kritik kurtarışı da cabası.
Puan Durumundaki Yansımalar
Bu galibiyetle birlikte Liverpool puan tablosunda önemli bir sıçrama yaptı. Üst sıralara doğru tırmanış başladı derken abartmış olmayız herhalde. Zira takımın bugünkü performansı, onların bu ligde ne kadar iddialı olduklarının bir göstergesiydi.
Sezonun bu kritik dönemecinde gelen bu galibiyet, takım moralini yerine getirdi. Oyuncuların yüzündeki o rahatlamayı görmeliydiniz - dört maçlık o kabus artık sona ermişti.
Peki ya bundan sonrası? Bu galibiyet bir başlangıç mı yoksa sadece bir anlık parıltı mı? Bana sorarsanız, Liverpool bugün aslında kim olduğunu herkese hatırlattı. Premier League'de işler yine kızışıyor!