
Anfield'da nefesler tutuldu, kalpler son saniyeye kadar deli gibi attı. Premier Lig'in bu haftaki en çılgın maçlarından biri, adeta bir Hollywood filminin final sahnesi gibi bitti. Liverpool, zorlu rakip Burnley'yi neredeyse beraberliğe mahkum edecekken, 94. dakikada patlayan bir golle tüm hesapları altüst etti.
Maçın ilk yarısı... Aslında hiç de tahmin edildiği gibi geçmedi. Burnley, ezeli rakip karşısında asla pes etmeyen bir tavırla sahaya çıktı. Liverpool'un baskısı ise ilk 45 dakikada bir türlü istenilen verimi getiremedi. Sanki topa her vuruşta bir terslik, bir aksilik vardı. Taraftarların endişeli bakışları tribünlerde dolaşıyordu.
İkinci yarı ise tam bir rollercoaster'dı. Liverpool öne geçti, Burnley hemen dengeledi. Sonra yine Liverpool farkı yakaladı, Burnley yine pes etmedi ve skora eşitliği getirdi. 2-2'lik skorla dakikalar eriyip giderken, herkes bir puana razı olmuştu. Ama kimse Diogo Jota'ya sormamıştı!
Dakikalar 94'ü gösterdiğinde, top ceza sahasında bir an için boğuşma halindeydi. Sonra bir ayak... Bir vuruş... Ve top ağlarla buluştu! Sessizlik... Ve ardından kopan bir uğultu! Anfield adeta yıkılıyordu. Jota, takımını muhteşem bir galibiyete taşımış, Burnley'e adeta son saniye tokadını atmıştı.
Bu gol, sadece bir galibiyet golü değil, aynı zamanda bir ligde şampiyonluk yarışında atılmış altın değerinde bir goldü. Liverpool taraftarı için unutulmaz anlardan biri daha yaşanmıştı. Burnley ise adeta yıkıldı. Futbol bazen işte böyle acımasız olabiliyor.
Maç sonunda teknik adamların yorumları ise oldukça netti. Liverpool tarafı zaferin haklı gururunu yaşarken, Burnley kampı ise haksız bir yenilginin burukluğunu taşıyordu. Premier Lig'in ne kadar çetin bir lig olduğunu bir kez daha herkese gösteren bir maçtı bu. Ve kimse son saniyeye kadar asla bir şeyin garantisi olmadığını bir kez daha anladı.