
Tam bir duygu seliydi. Sahada her bir oyuncu, tırnaklarıyla kazıyarak aldığı bu zaferin hakkını verdi adeta. Mirel Radoi, o ünlü kararlı bakışlarıyla kenardan izlerken, içinden geçenleri tahmin etmek zor değildi.
"Böyle maçlar, teknik adamın yüreğini ağzına getirir" diye ekliyor Radoi, hafiften gülümseyerek. "Ama biz bunun için varız. Adrenalin, futbolun tuzu biberi değil midir?"
İnanılmaz Bir Mücadele ve Sonuç
Maçın gidişatı öyle basit değildi. Rakip, her fırsatta kontra-ataklarla geliyor, defansı zorluyordu. Ama FCSB—o inanılmaz bir direnç gösterdi. Sanki her top, her mücadele bir öncekinden daha önemliydi.
Son dakikalara geldiğimizde—nefesler tutulmuş, tribünler ayaktaydı. Ve işte o an: gol! Stadyum adeta yıkıldı, coşkuyla. Radoi'nin deyimiyle, "Tüm emeklerimizin karşılığını aldığımız andı."
Rakip Teknik Ekibin İtirafı
Rakip takımın teknik heyeti de—itiraf etmek zorunda kaldı—FCSB'nin üstün performansını takdir etti. "Onlar sahada daha açgözlüydü, daha isteklilerdi" yorumu geldi karşı taraftan. Bu, Radoi'nin taktik disiplininin ne denli işlediğinin de bir göstergesi aslında.
Peki ya sonrası? Oyuncular soyunma odasında zaferi kutlarken, Radoi basın toplantısında şunları söylüyordu: "Bugünkü ruh, bizim kim olduğumuzu gösterdi. Sadece skor değil, karakter de kazandık."
Ve ekliyor, içtenlikle: "Taraftarlarımız da inanılmazdı. Onlarla birlikte kazandık bu maçı."