
Belçika'nın romantik kanallarıyla ünlü Brugge şehri, bu akşam futbol adına tam bir kabusa tanık oldu. Evet, yanlış duymadınız! Monaco, sahadan adeta silinip gitti. Brugge, onlara futboldan bir ders verdi diyebiliriz. Neredeyse her pozisyonda etkiliydiler ve rakibini hiç affetmediler.
İlk yarı bile aslında Monaco'nun nasıl bir gece geçireceğinin habercisi gibiydi. Brugge, sanki rakibinin her hareketini biliyordu. Savunma, orta saha, hücum... Her yerde bir Brugge'lü vardı. Monaco ise tam bir karmaşa içindeydi. Topu tutamıyor, pasları isabetsiz, şutları hedefsizdi. Seyirci bile şaşkındı!
Skor Tahtası Hareketleniyor: Brugge Farkı Büyütüyor
İkinci yarıya Brugge'nin golüyle başlamaları kimseyi şaşırtmadı. Zaten geliyorum diyen bir gol bu. Monaco'nun dağılmış defansı, Brugge'nin akınlarına daha ne kadar dayanabilirdi ki? Ve dayanamadılar da. Dakikalar ilerledikçe skor farkı da açılmaya başladı. Monaco teknik direktörü kenardan çılgına dönmüş vaziyette talimatlar yağdırıyordu ama nafile. Takımı o gece için tamamen bitikti.
Son düdükte Brugge sahasını dev bir galibiyetle terk etti. Monaco ise adeta mahcup, nasıl toparlanacaklarını düşünüyordu. Bu, onlar için unutulması zor bir gece oldu.
Leverkusen ile Kopenhag: Bir Strateji ve Direnç Savaşı
Öte yanda, Almanya'da bambaşka bir maç oynanıyordu. Bayer Leverkusen, Kopenhag'ı ağırladı. Herkes gol yağmuru bekliyordu ama maç tam bir satranç oyununa döndü. İki takım da birbirini çok iyi analiz etmişti. Her hamle, bir sonraki hamleyi bloke etmek içindi.
Leverkusen, alışık olduğumuz dominant oyununu sergilemeye çalıştı. Topa sahipti, orta sahaya hükmetti. Ama Kopenhag'ın savunması adeta çelikten bir duvardı. Her topu kesiyor, her atakta mükemmel bir pozisyon alıyorlardı. Leverkusen'in yıldız forveti, bu gece etkisiz kalmıştı. Kopenhag savunmasının gölgesinde kaybolup gitmişti adeta.
Kopenhag ise kontrataklarla risk almayı tercih etti. Hızlı oyuncularıyla Leverkusen defansını zorlamayı başardılar. Hatta iki üç net gol pozisyonları bile oldu. Ama son vuruşlar ya isabetsizdi ya da Leverkusen kalecisinin müthiş reflekslerine takıldı. Her iki kalecinin de performansı izlemeye değerdi.
Maçın bitiş düdüğü çaldığında skor tahtasında 0-0 yazıyordu. Kimse gol atamamıştı ama kimse kaybetmemişti de. Bu, iki takım için de adil bir sonuçtu. Leverkusen, Kopenhag'ın direncini kıramadı. Kopenhag ise deplasmanda kritik bir puanı cebine koymanın mutluluğunu yaşadı. Grubun kaderi, bir sonraki maçlara kaldı.
Bu gece Avrupa Ligi, yine her şeyiyle futbolu bize hatırlattı. Bazen tek bir gecede her şey tersine dönebilir. Bazen de tüm çabalar, o küçük golün gelmemesi için yeterli olabilir. Futbol işte, tahmin edilemez!