
O stadın içindeki hava... elektrik gibi. Herkes tek bir şeyi konuşuyor: Mourinho. Evet, o bildiğiniz 'Özel Birisi'. Mikrofonlar önüne geçtiğinde ise her kelimesi, adeta satranç tahtasında bir hamle gibi.
Benfica karşısında oynayacakları maç öncesinde, tipik o sakin ama bir o kadar da keskin ifadelerini kullandı. "Tek bir hedefimiz var" dedi ve ardından o meşhur, anlam yüklü duraklaması geldi. "Kazanmak."
Geçmişe Atıfta Bulunmaktan Kaçınmayan Bir Strateji Ustası
Mourinho için Benfica, sıradan bir rakip değil. Kariyerine başladığı, ilk ateşi yaktığı yer. Ama bugün, duygusallığa yer yok. O bir profesyonel. İşinin ehli. "Orada çok değerli anılarım var," diye kabul ediyor, "ama bu, 90 dakika boyunca sahada olacakların önüne geçemez."
Takımının durumu? Ona göre mükemmele yakın. Oyuncular, zafer için adeta can atıyor. Onları izlemek, izleyen herkese ilham veriyor. Hepsi aynı amaç uğruna, tek yürek olmuş.
Psikolojik Üstünlük ve Oyun Zekası
Mourinho'nun açıklamaları sadece rakiplere değil, kendi oyuncularına da bir mesaj niteliğinde. Bu, onun oyunun bir parçası. Medyayı ve psikolojik savaşı nasıl yönettiğine bir kez daha tanık oluyoruz. Her cümlesi, sahada kazanılacak bir avantaj.
Sonuç olarak? Tüm gözler, o çizgiye dikilecek. Mourinho'nun dehası, bir kez daha sınanacak. Tek hedef bellidir: Kazanmak. Gerisi, teferruattır.