
Beyaz saçlarıyla bilinen o ünlü strateji ustası, mikrofonların karşısına geçtiğinde odadaki enerji aniden değişiverdi. Sanki hava daha da elektriklenmişti. José Mourinho – evet, o Mourinho – Fenerbahçe’nin başında ilk sezonuna hazırlanırken, samimi ve bir o kadar da iddialı ifadelerle dolu bir açıklama yaptı.
“Biz,” diye vurguladı, kelimeleri tartarak seçerken, “sadece oynamak için değil, kazanmak için buradayız. Bu takımın ruhu, bu taraftarın tutkusu… hepsi kazanmaya odaklı. Ben de öyleyim.” Sanki her kelimesiyle, sahada nasıl bir fırtına kopacağının sinyalini veriyordu.
Toplantıda, takımın antrenman kampındaki durumu ve genel hazırlık sürecine dair sorulara yanıt veren Mourinho, yeni transferlerle ilgili de ipuçları sundu. “Kadromuzu güçlendirmeye, eksikleri tamamlamaya devam ediyoruz,” dedi, alışılmış o gizemli gülümsemesiyle. “Kulüp, bu konuda son derece kararlı ve istekli. Birlikte çalışıyoruz.”
Peki ya hedefler? Bu konuda hiç tereddüt etmedi. “Amacımız açık: her maçta kazanmak, her kupayı hedeflemek. Taraftarlarımızın bizden beklediği tek şey bu – ve biz de aynı şeyi bekliyoruz kendimizden.”
Mourinho’nun sözleri, sadece basın mensuplarını değil, sosyal medyayı da hızla sardı. Taraftarlar, bu açıklamalara büyük bir coşku ve umutla yaklaştı. Kimi “İşte beklediğimiz zihniyet!” diye tweet atarken, kimi de yeni sezonun heyecanına şimdiden kapıldığını itiraf etti.
Sonuç olarak, Fenerbahçe kampındaki hava hiç olmadığı kadar net: kazanmak, her şeyden önce geliyor. Ve Mourinho, bu yolculukta en önde yürüyen isim. Gerçekten de yanıp tutuşuyorlar – hem de nasıl!