
Tam da futbol kamuoyunun milli takımın EURO 2024 performansını tartıştığı şu günlerde, ses getirecek bir yorum daha geldi. Türk futbolunun duayen ismi Mustafa Denizli, mikrofonları karşısına alıp adeta bombayı patlattı. Ona göre asıl mesele, sahada yaşananların çok ötesinde, beklenti yönetiminde yaşanan büyük sıkıntıydı.
"Bizim ilk baştan itibaren işin temeline inip, bu takım için neler yapabileceğimizi soğukkanlılıkla değerlendirmemiz gerekiyordu," diyor Denizli, sözlerine derin bir iç çekerek başlıyor. Sanki her cümlesiyle, 'Keşke şunu da söyleyebilseydim' der gibi bir hali var. "Yüksek beklentiye girmememiz gerekiyordu. Bu, en büyük hataydı."
Montella'nın Pozisyonu Net Değil
Teknik direktör Vincenzo Montella'nın geleceği hâlâ belirsizliğini korurken, Denizli'den bu konuda oldukça diplomatik bir çıkış geldi. "Montella'nın durumu net değil," diye kestirip atıyor önce, ardından hemen ekliyor: "Yani, kulüplerden teklif gelirse gider mi? Kalır mı? Bunların hepsi muallakta. Futbol camiası bu belirsizlikle nasıl başa çıkacak, bilmiyorum."
Buradaki 'bilmiyorum' vurgusu önemli. Çünkü genellikle herkesin bir fikri vardır, ama Denizli dürüstçe itiraf ediyor. Futbolun, özellikle de Türkiye'deki futbol yönetiminin öngörülemez doğasının altını çiziyor adeta.
Asıl Sorun: Hazırlık Dönemi ve Beklenti Yönetimi
Denizli'nin altını çizdiği esas mesele, turnuvaya nasıl hazırlandığımız. "Maalesef," diye başlıyor cümlesine, "hazırlık maçlarında istediğimiz sonuçları alamadık." Bu 'alamadık' ifadesi çok şey anlatıyor aslında. Takım olarak, millet olarak bir bütünüz ve sonuç hepimizi bağlıyor.
Peki ya sonra? İşte Denizli'nin en çok canını sıkan kısım burası. "Turnuva başladığında ise," diye anlatmaya devam ediyor, "beklentiler bir anda fırladı, göklere çıktı." Sanki herkes sihirli bir değnek dokunacakmış ve takım bir gecede mükemmel bir makineye dönüşecekmiş gibi davranıldı. Bu naiflik, ona göre en büyük handikap oldu.
Sonuç olarak, Denizli'nin analizi son derece net: Sorun oyuncuların kalitesinde veya teknik heyetin becerisinde değil, baştan aşağıya yanlış kurgulanan bir beklenti senaryosundaydı. Futbol, sahada oynanıyor evet, ama zaferler ve hayal kırıklıkları aslında sahada değil, zihinlerde şekilleniyor. Bu seferki hayal kırıklığının kökenleri de orada yatıyor.