Tam da maç sonrası o bildik karışık duygular içindeyken, Okan Buruk'un yüzündeki o ifadeyi görmeliydiniz. Spor camiasının bu tecrübeli ismi, mikrofonlara yansıyan samimi sözleriyle adeta bir kalabalığın yüreğine dokundu.
"Biz taraftarımızla birlikte..." diye başladı cümlesine, ardından o anlamlı duraklama geldi. Sanki kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir an yaşıyordu. "Performansımızı en yukarıya çektik" diye tamamladı, gözlerinde o mütevazı gurur parlarken.
Kalbinin Sesini Dinleyen Bir Teknik Adam
Okan Hoca'nın anlattıkları öyle sıradan teknik direktör açıklamalarına hiç mi hiç benzemiyordu. Tribünlerden yükselen o sesin, sahadaki her bir oyuncunun adeta kanatlandıran gücünden bahsederken sesi titriyordu hafiften. Kimi zaman bir fısıltı kadar yumuşak, kimi zaman bir sel gibi coşkulu - işte insanı böyle etkiliyordu anlattıkları.
Takımın gösterdiği eforla taraftarın verdiği destek arasındaki o gizemli bağ... Okan Buruk bunu "mükemmel bir uyum" olarak tanımlıyor ama aslında anlattıkları çok daha derin bir hikaye barındırıyor. Taraftarın her maçta yeniden can bulan o inanılmaz enerjisi, sahada adeta görünmez bir on birinci oyuncuya dönüşüyor.
Sayılardan Öte Bir Gerçek
İstatistikler, puan durumu, oyun istatistikleri... Bunların hepsi önemli elbette. Ama Okan Hoca'nın vurguladığı şey bambaşka: "Taraftarımızın desteği paha biçilemez." diyor ve ekliyor: "Onlarla birlikte başardığımız şey, sadece rakamlarla ölçülebilecek türden değil."
Galatasaray camiasının bu sezonki performansı gerçekten de dikkat çekici. Takım, taraftarın coşkusuyla adeta kanatlanıyor, zor anlarda bile pes etmeyen bir karakter sergiliyor. Okan Buruk'un deyimiyle, "Biz birlikte yürüdük, birlikte zirveye tırmandık."
Futbolun sadece teknik ve taktikten ibaret olmadığını bir kez daha hatırlatan bu açıklamalar, gerçekten içtenlikle dinlenesi türden. Okan Hoca'nın samimi anlatımı, taraftar- takım ilişkisinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
