Tamam, şu son günlerde medyada dönen şeylere bir son verelim artık. Okan Buruk öyle bir çıkış yaptı ki, stüdyodaki herkesin yüzü bir karış asıldı. Adam harbiden sinirliydi, gözlerinden anlaşılıyordu.
Geçen haftaki Gaziantep FK galibiyeti sonrası -ki maçı 2-0 kazanmıştık- konu yine Barış Alper'e gelmişti. Bazı 'uzman' geçinenler, genç oyuncunun oyunu hakkında hiç de hoş olmayan yorumlar yapmışlardı. Hani şu türden, gereksiz, yapıcı olmayan, sadece gündem yaratmak için atıp tutan eleştiriler.
"Bu Kadar da Olmaz!"
Okan Hoca'nın patlaması işte tam bu noktada geldi. Mikrofonlar uzatılırken yüzündeki ifade zaten her şeyi anlatıyordu. "Barış Alper'e yapılanları anlamak mümkün değil" derken sesindeki o titreme, o öfke... Gerçekten samimiydi.
Şöyle bir düşünün: Genç bir futbolcu, takımı için canla başla mücadele ediyor, sahada ter döküyor. Sonra ekran başında oturanlar gelip hiçbir konstruktif eleştiri getirmeden, sadece yıpratmak için konuşuyor. Bu nasıl bir mantık?
Teknik Direktörün Arkasına Saklanmak
Buruk'un üzerinde durduğu en önemli noktalardan biri de buydu. Diyordu ki: "Barış Alper'i eleştirenler aslında bana laf söylemek istiyor ama ona söylüyorlar." Yani, hani derler ya, 'eşeğe söylerler, semeri dinler' misali. Açıkçası bu tespitte son derece haklı.
Futbol dünyasında -özellikle bizim memlekette- çok sık görülen bir durum bu. Doğrudan teknik adama laf söylemekten çekinenler, en savunmasız olana, yani genç oyuncuya yükleniyorlar. Acımasızca, vicdansızca.
Galibiyet Konuşulacakken...
Aslında komik olan şu: Takım galip gelmiş, 3 puanı cebe atmış, oyun da fena değil. Ama gündem bu değil. Gündem, bir genç oyuncunun üzerine gitmek. Neden? Çünkü bu daha çok izleniyor, daha çok konuşuluyor, daha çok tıklanıyor.
Okan Hoca'nın dediği gibi: "Takım olarak iyi bir maç çıkardık, galibiyet aldık. Ama konuşulan bu değil. Konuşulan, bir gencin üzerine yapılan gereksiz yorumlar." Hakikaten üzücü.
Peki Barış Alper bu durumdan etkileniyor mu? Buruk çok net konuştu: "O bizim en çalışkan oyuncularımızdan biri. Antrenmanda, maçta, her zaman sonuna kadar mücadele ediyor. Bu tür eleştiriler onu yıldırmaz, aksine daha da güçlendirir."
Sahadaki Gerçekler
Şimdi gelin biraz da rakamlara bakalım - her ne kadar futbol sadece istatistikten ibaret olmasa da. Barış Alper bu sezon sahada gösterdiği performansla takımının vazgeçilmezleri arasına girdi. Koşusu, pressi, savunmaya katkısı... Bunlar görmezden gelinemeyecek kadar değerli.
Ama maalesef bazıları için önemli olan sadece gol pası sayısı veya şut istatistikleri. Oyunun diğer yönleri - ki futbol sadece hücumdan ibaret değil - hiç umurlarında değil.
Son Söz
Okan Buruk'un bu çıkışı aslında sadece Barış Alper için değil, tüm genç futbolcular için önemli bir mesaj niteliğinde. Diyor ki: "Genç oyuncularımızın arkasındayız, onları koruyacağız, gelişmeleri için her türlü desteği vereceğiz."
Ve ekliyor, sesi yükselerek: "Biz sahadaki işimize bakacağız. Dışarıdaki gürültüye kulak asmayacağız. Takım olarak yolumuza devam edeceğiz."
Bu, bir teknik direktörün oyuncusuna verdiği desteğin belki de en güzel örneklerinden biri. Umarım diğer hocalara da örnek olur.