Eski gollerin efendisi, şimdilerin ise keskin gözlemcisi Mecnun Otyakmaz, Türk futbolunun kanayan yarası haline gelen yabancı oyuncu meselesine dair düşüncelerini hiçbir tereddüte yer bırakmadan paylaştı. Durum vahim, çözüm ise onun tabiriyle 'daha karmaşık'.
"Bu işin kolayına kaçıyoruz," diyor Otyakmaz, sözlerine derin bir iç çekerek başlıyor. "Sınırlama getir de, bitsin gitsin mantığı... Maalesef futbol o kadar basit bir denklem değil. Yabancı oyuncu konusu, Türk futbolunun üzerine ölü toprağı serpilmiş en hassas sinir uçlarından biri."
Onun yerine, kulüplerin altyapılarına yapılacak gerçekçi, samimi ve sürdürülebilir yatırımların altını çiziyor. "Yerli oyuncu yetiştirmek bir kültür işidir," diye ekliyor. "Bir gecede olacak bir şey değil. İğneyle kuyu kazmak gibi... Sabır, emek ve nihayetinde bir vizyon gerektirir."
Kaliteyi Engelleyen Bir Faktör mü?
Peki ya kalite? Otyakmaz bu noktada son derece net: "Ligin kalitesinden ödün vermemek şart. Yabancı sınırlaması, doğrudan oyunun teknik ve taktik seviyesini düşürme riski taşıyor. Seyirci boş sahalara, vasat futbol maçlarına tahammül edemez. Bu, ligin itibarıyla oynanan tehlikeli bir rulettir."
Sadece lig için değil, milli takım için de endişeleri var. "Yerli oyuncuların yabancılarla yarışarak, onlardan öğrenerek gelişmesi çok daha değerli bir süreç. Onları korumak adına cam bir fanusun içine hapsetmek, uzun vadede çok daha büyük bir kötülük olabilir."
Çözüm Ne Olmalı?
Otyakmaz'a göre mucizevi bir formül yok. Altın anahtar, dengeli ve akıllıca hazırlanmış bir sistemde yatıyor. "Kesinlikle katı sınırlamalar yerine, altyapıdan çıkardığın oyuncu sayısına göre esnek bir kota sistemi getirilebilir mesela. Kulüpleri teşvik edici, cezalandırıcı olmayan bir model... Ama her şeyden önce, plansız programsız, günü kurtarmaya yönelik adımlardan kaçınmalıyız."
Son sözü ise oldukça düşündürücü: "Unutmayalım, amaç daha iyi futbol oynamak ve daha iyi oyuncular yetiştirmek. Kısıtlamak değil."
