
Selanik'teki Toumba Stadyumu dün akşam sadece futbolun değil, aynı zamanda güçlü bir siyasi mesajın da sahnesi oldu. Yunan devi PAOK'un tutkulu taraftarları, UEFA Avrupa Konferans Ligi'nde karşılaşacakları İsrail temsilcisi Maccabi Tel Aviv maçı öncesi adeta nefeslerini tutturan bir eyleme imza attı.
Tam o anda, tribünlerden yükselen devasa pankartlarda İngilizce olarak yazan o cümle her şeyi anlatıyordu aslında: "Savaşa, işgale ve katliamlara son. İsrail'e hayır." Öyle sıradan, gelip geçici bir tepki değildi bu. Görüntüler, protestonun ne kadar organize ve bilinçli olduğunu gözler önüne seriyordu.
Dünya Futbolunun Gölgesinde Siyasi Gerilim
Aslında bu, Avrupa sahalarında son dönemde yükselen tepkilerin sadece bir yansıması. Taraftar grupları, giderek artan bir şekilde, futbolun 'siyasetten uzak' olduğu yanılgısını bir kenara bırakıyor. Ve sahada yaşananların çok daha ötesinde, dünyadaki adaletsizliklere dikkat çekmek istiyor. PAOK taraftarlarının bu çıkışı da, Ortadoğu'daki son gelişmeler karşısında duydukları rahatsızlığın net bir ifadesiydi adeta.
Maçın kendisi ise, bu gergin atmosferin gölgesinde oynandı. Her iki takım da sahaya çıktı, 90 dakika mücadele etti. Ama o pankart, stadyumda asılı kaldığı sürece, orada sadece bir futbol maçı olmadığını herkese hatırlattı. Taraftarlar, topun peşinden koşmanın, dünyadaki acılar karşısında sessiz kalmak anlamına gelmediğini göstermek istedi belki de.
Sonuç olarak, Yunanistan'da yaşanan bu olay, sporun gücünü ve onun nasıl bir protesto aracına dönüşebileceğini bir kez daha gösterdi. Taraftarlar, sadece takımlarını desteklemekle kalmıyor, aynı zamanda küresel meseleler hakkında farkındalık yaratmak için de sahne kullanıyor. Bu eylem, uzun süre hafızalardan silinmeyecek gibi görünüyor.