
Gökyüzünde sıradan bir uçuştan çok daha fazlası yaşandı dün. Türkiye'yi temsil eden 12 Dev Adam'ı taşıyan o uçak, içindeki yürekleri hoplatan bir sürprize ev sahipliği yaptı.
Pilotun anons düğmesine basmasıyla başlayan o an... Mikrofondan gelen o ses, kabin içinde önce bir sessizliğe, ardından da gözyaşlarına boğan bir duygu selinine neden oldu.
Mikrofondan Yüreklere Dokunan Ses
"Sayın milli basketbolcularımız, değerli teknik ekip ve yolcularımız..." diye başladı pilot, sesinde hissedilen o gizli gururla. "Burada, sizlere bir Türk vatandaşı olarak seslenmekten büyük onur duyuyorum."
Koltuklarda oturan dev adamların gözlerindeki yorgunluk, yerini bir anda yoğun duygulara bıraktı. Kimi başını öne eğdi, kimi camdan dışarı bakarken buldu kendini.
O anons cümleleri adeta bir destanın satırları gibiydi: "Ülkemize yaşattığınız gurur ve umut için sizlere minnettarız. Sahnede gösterdiğiniz olağanüstü mücadele, hepimize yeniden inanmayı öğretti."
Gökyüzünden İnen Teşekkür
Pilot, mesajını şöyle sürdürdü: "Sadece bir maç kazanmadınız - milyonlarca gencin hayallerine dokundunuz. Sizler, bizlere imkansız diye bir şey olmadığını bir kez daha hatırlattınız."
Kabinde çıt çıkmıyordu. Oyuncuların yüzündeki ifadeyi tarif etmek kelimelerle mümkün değil. O an orada olanlar için, o dakikalar hayatlarının unutulmaz anları arasına kazınmıştı.
- Alperen Sengün'ün gözlerindeki o ışıltı
- Shane Larkin'in yüzündeki o minnet ifadesi
- Teknik heyetin birbirine bakışlarındaki o derin anlam
Her şey, bu vatan için ter dökmenin ne demek olduğunu anlatıyordu adeta.
Türkiye'nin Sesi Oldular
Pilotun son sözleri ise adeta tarihe not düşülür gibiydi: "Sizler bu ülkenin gerçek kahramanlarısınız. Bize yaşattığınız o muazzam gurur için şahsım ve tüm Türk halkı adına tekrar teşekkür ederim."
Ve o an... Alkış tufanı koptu uçağın içinde. Gökyüzünün binlerce metre yukarısında, yürekler bir kez daha aynı duygu için attı.
Bu sıradan bir anons değildi. Bu, bir milletin evlatlarına teşekkürüydü. Bu, göklerden inen bir vefa örneğiydi.
12 Dev Adam, o uçakta sadece bir yerden bir yere gitmiyordu. Onlar, taşıdıkları o kocaman yüreklerle Türkiye'nin gururunu da gökyüzüne taşıyorlardı.