İşte o maçtan sonra sahada yorgunluk ve hayal kırıklığı karışımı bir ifadeyle konuşan isim, Medipol Başakşehir'in teknik patronu Recep Ücar'dı. Mikrofonlar uzatıldığında, tipik klişelerin dışına çıkan samimi bir değerlendirme yaptı. "Evet, kaybettik" diye başladı söze, omuz silkmeden. "Ama buradan çıkarılacak o kadar çok ders var ki... Aslında bu, bizim için belki de bir galibiyetten daha kıymetli bir tecrübeye dönüşebilir."
Peki neydi bu dersler? Ücar, detaylara girdi. "Maçın ilk yarısında oyun disiplinimizde, özellikle de savunma mevkiindeki organizasyonda ciddi sıkıntılar yaşadık" diye açıkladı. "Fenerbahçe gibi bir rakibe karşı, en ufak bir hatanın bile nasıl ağır bedelleri olabileceğini bir kez daha acı bir şekilde tecrübe ettik."
İkinci Yarıda Toparlanma ve Geleceğe Dair Umut
Ancak hikâyenin sadece bir yarısı bu. İkinci periyotta sahne alan takım, neredeyse tanınmayacak haldeydi. Ücar'ın deyimiyle, "oyuncular kulaklarına fısıldanan talimatları değil, yüreklerindeki mücadele azmini dinlediler". Sahada bir devrim yaşandı, topa sahip olma oranları fırladı ve rakibin alanındaki baskı inanılmaz derecede arttı. "İkinci yarıdaki performansımız, aslında bu ekibin neler yapabileceğinin canlı bir kanıtıydı" diye ekledi gözlerinde bir gurur pırıltısıyla.
Sonuç itibarıyla, skor tahtasında yazanlar değişmese de, hissettikleri bambaşkaydı. "Bu tür maçlar bir takımı olgunlaştırır" diyor Ücar. "Kayıplar, eğer doğru okunursa, zaferlerden daha çok şey öğretir. Biz de bu maçı öyle okuyacağız. Eksiklerimizi görüp, bir sonraki maça daha güçlü çıkacağız." Ve ekliyor: "Taraftarımıza da buradan bir sözüm var: Pes etmek yok. Yolumuz uzun."
