Vallahi şu futbol dünyamız derin bir kuyu. Tam da Recep Durul'un anlattıkları gibi. Adamcağız oturmuş, yılların birikimini dökmüş ortaya - hem de hiç sakınmadan.
Aslında meselenin özü şu: Federasyon binasında oturanlar sandığımız gibi futbolu yönetmiyormuş. Durul'un deyimiyle, "Futbolu federasyon değil, başkaları yönetmiş." Bu cümle bile tek başına düşündürüyor insanı, değil mi?
Perde Arkasında Neler Dönüyordu?
Şimdi bakın, bu işin bir de görünmeyen yüzü var. Gölgelerde dolaşan, isimlerini bile tam bilemediğimiz güçler... Onlar asıl kararları alıyormuş. Federasyon ise -hani şu resmi görünen kurum- sadece bir kukla sahnesi gibi çalışıyormuş.
Durul'un anlattıklarına göre, kritik meselelerde telefonlar çalıyormuş, kapalı kapılar ardında anlaşmalar yapılıyormuş. Futbolumuzun kaderi, aslında o meşhur koridorlarda belirleniyormuş. Ne acı değil mi?
Peki Ya Gerçek Yöneticiler?
İşin ilginci -ve belki de en üzücü yanı- bu "görünmeyen el"in kim olduğunu tam olarak bilemiyor oluşumuz. Medya patronları? Siyasetin güçlü isimleri? Yoksa futboldan milyonlar kazanan gizli sermaye grupları mı?
Recep Durul tam olarak isim vermiyor elbette. Ama anlattıkları, Türk futbolunun içler acısı halini anlamamız için fazlasıyla yeterli. Sanki bir tiyatro oyunu izliyoruz ve asıl oyuncular perde arkasında saklanıyor.
Düşünsenize - federasyon başkanları gelip gidiyor ama sistem aynen devam ediyor. Demek ki gerçek güç başka yerdeymiş. Bu durum, futbola gönül veren herkesi derinden yaralıyor doğrusu.
Peki Çözüm Ne?
Aslında cevap basit: Şeffaflık. Ama ne kadar mümkün, orası meçhul. Recep Durul'un bu cesur açıklamaları belki bir başlangıç olur kim bilir? Umarım daha fazla insan çıkar da gerçekleri anlatır.
Sonuçta futbol sadece bir oyun değil. Milyonların heyecanla takip ettiği, gençlerin hayaller kurduğu bir dünya. Ve bu dünyanın karanlık eller tarafından yönetilmesi, hepimizin yüreğine hançer gibi saplanıyor.
Belki de artık değişim zamanı gelmiştir. Recep Durul'un sözleri, en azından bu konuda bir farkındalık yaratır - kim bilir?