Karadeniz'in hırçın dalgaları gibi Avrupa sahillerine vuran Samsunspor, dün gece bir kez daha taraftarlarını sevince boğdu. UEFA Avrupa Konferans Ligi'ndeki ikinci maçında da rakiplerini adeta silip süpüren kırmızı-beyazlı ekip, hem teknik direktörü Markus Gisdol'u hem de milyonlarca taraftarını mutluluktan uçurdu desem yeridir.
Aslında maçın ilk yarısı pek de iç açıcı değildi. Oyuncular sahaya biraz gergin basmış gibiydi - belki de Avrupa'nın o ağır baskısını üzerlerinde hissediyorlardı. Ne de olsa bu camianın Avrupa hasreti yıllar sürmüştü. Ama ikinci yarı... Ah, ikinci yarıda öyle bir dönüşüm yaşandı ki!
İkinci Yarıda Ateş Açtılar!
Dakika 60'ı gösterdiğinde Samsunspor adeta uyandı. Sanki teknik direktör Gisdol'un soyunma odasında söyledikleri kulaklarında çınlıyordu. Oyun tempolarını artırdılar, preslerini sıklaştırdılar ve sonunda beklenen gol geldi. Gol anındaki o koordinasyon, o pas trafiği - gerçekten izlemeye değerdi.
Maç sonunda mikrofon uzatılan Gisdol'un yüzündeki o gurur ifadesi görülmeye değerdi. "Biz buraya sadece katılmak için gelmedik" diyordu Alman hoca, sesinde hafif bir titremeyle. "Takımımın ikinci yarıdaki ruhu, karakteri beni gerçekten gururlandırdı. Avrupa'da var olmak istiyorsak bu ruhu her maç göstermeliyiz."
Avrupa Rüyası Devam Ediyor
Peki ya taraftarlar? Onlar için bu galibiyetin anlamı çok daha farklı. Yıllardır Avrupa hasreti çeken bir şehir düşünün - şimdi o şehrin takımı kıtada fırtına gibi esiyor. Stadyumdaki coşku, sevinç çığlıkları, bayraklar... Her şey Samsun'un bu Avrupa macerasına ne kadar inandığını gösteriyor.
Bu arada şunu da eklemeden geçemeyeceğim: Gisdol'un oyuncu değişiklikleri ve taktik hamleleri gerçekten takdiri hak ediyor. Özellikle ikinci yarıdaki oyun düzeni değişikliği maçın kaderini tamamen değiştirdi. Bazen bir teknik adamın doğru müdahalesi ne kadar kritik olabiliyor, değil mi?
Şimdi sırada diğer Avrupa maçları var. Yol uzun, rakipler güçlü ama Samsunspor gösterdi ki Avrupa'da boynu bükük değil. Aksine, kıtanın yeni gözdesi olmaya aday. Bakalım bu Karadeniz fırtınası Avrupa sahillerinde daha ne kadar esecek?
