İşte tam da bu noktada, Türk futbolunun nabzını tutanlardan biri olan Samsunspor, sesini yükseltti. Kulübün Başkanı Yüksel Yıldırım, öyle sıradan bir basın açıklaması değil, adeta bir manifesto niteliğinde sözler sarf etti. Futbolun sadece saha içindeki mücadeleden ibaret olmadığını, asıl gücünü adaletten aldığını vurguladı.
Ve dedi ki: "Türk futbolunun en temel dayanağı, tartışmasız bir şekilde adalettir." Bu cümle öyle havada kalmadı üstelik. Yıldırım, bu ilkenin her şeyin üzerinde tutulması gerektiğinin altını kalınca çizdi. Sanki herkesin aklından geçeni, cesaret edip de söyleyemediğini haykırıyordu.
Adalet Olmazsa Futbol Ne Olur?
Düşünsenize, yeşil sahaların o büyülü dünyası... Taraftarların coşkusu, oyuncuların heyecanı, teknik direktörlerin stratejileri. Peki ya bunların hepsini ayakta tutan şey ne? Yüksel Yıldırım'a kulak verirsek, cevap son derece net: Adalet. Adalet olmazsa, geriye ne kalır ki? Belki de sadece bir gürültü yığını.
Samsunspor'un bu çıkışı, Türk futbolundaki tartışmalara da bir cevap niteliğinde aslında. Son dönemde yaşanan bazı olaylar, herkesin aklında soru işaretleri bırakmıştı. İşte tam bu noktada, Karadeniz'in hırçın çocuğu Samsunspor, futbolun temel değerlerine sahip çıktı.
Sportif Değerler Her Zaman Öncelikli
Kulübün açıklamasında dikkat çeken bir diğer nokta da sportif değerlerin korunması gerektiğiydi. Yıldırım, "Bizler için sportif değerler her zaman önceliklidir" derken, sanki futbola dair her şeyin özünü hatırlatıyordu. Bu sözler, sadece Samsunspor taraftarlarını değil, futbolu seven herkesi ilgilendiriyor aslında.
Peki neden şimdi? Neden tam bu anda böyle bir açıklama? Belki de futbolumuzun biraz bu tür sözlere ihtiyacı vardı. Belki de yeşil sahaların gerçek ruhuna dönme zamanı gelmişti. Samsunspor, bu anlamda önemli bir adım attı diyebiliriz.
Sonuç olarak, Türk futbolunun geleceği için adaletin vazgeçilmez olduğunu bir kez daha anlıyoruz. Samsunspor'un bu çıkışı, belki de birçok kulübe örnek olacak. Kim bilir, belki de futbolumuz için yeni bir sayfa açılıyor şu these günlerde.
