Tamam, itiraf zamanı. Bayern Münih'in Bochum'u 3-1 yendiği o maçta, sahada görünenden çok daha fazlası yaşandı. Leroy Sané'nin o meşhur golünden sonraki o coşkulu kutlamanın altında, aslında çok özel bir sır yatıyordu.
Maç sonu mikrofona konuşan Sané, yüzündeki o içten gülümsemeyle başladı söze. "Biliyor musunuz," dedi, "aslında bu gol için özel bir söz vermiştim." İşte o anda herkes merakla beklemeye başladı: Kimdi bu gizemli kişi?
Golün Arkasındaki Duygusal Hikaye
Sané açıkladı: "Takım arkadaşım Aleksandar Pavlović'e söz vermiştim. Ona diş tedavisi göreceğini ve maça çıkamayacağını öğrendiğimde, 'Merak etme, senin için de gol atacağım' dedim."
Bu sadece bir gol değildi yani. Bir sözün tutulması, bir arkadaşlığın sahaya yansımasıydı. Futbolun o acımasız rekabet ortamında, insani duyguların hâlâ ne kadar önemli olduğunu gösteren küçük ama anlamlı bir dokunuş.
Sané'nin Performansı Konuşuluyor
Oyuncu, bu sezonki dokuzuncu golünü atarak takımının üç puan almasında kilit rol oynadı. Ama asıl konuşulması gereken, o golün arkasındaki niyetti bence. Çünkü modern futbolda bu tür samimi anlar gittikçe azalıyor.
Sané şöyle devam etti: "Aleks gerçekten maçı izlemek istiyordu. Ona 'Endişelenme, senin için de iyi bir maç çıkaracağım ve gol atacağım' dedim. Sözümü tutabildiğim için mutluyum."
Ne diyebiliriz ki? Bu, futbolda arkadaşlığın ve takım ruhunun hâlâ var olduğunu gösteren güzel bir örnek. Sané'nin bu jesti, sadece bir golden çok daha fazlasını ifade ediyor.
Maçın genelinde Bayern, bekleneni yapmış ve deplasmanda önemli bir galibiyet almıştı. Ama belki de skordan daha önemli olan, bu küçük insanlık dersiydi. Futbol bazen sadece futbol değil, değil mi?