
İşte o anlattı, biz dinledik. Tam bir savaş alanına dönmüştü o yeşil saha. Selçuk Şahin, o çizgi kenarında durup da takımını yönlendirirken aslında neyi hedeflediğini çok net biliyordu: Üç puan. Sadece üç puan değil elbette; bir nefes, bir can simidi, bir hayat memat meselesi.
Maçın bitiş düdüğü çalınca yüzündeki o hafif tebessümü görmeliydiniz. İçinden "Oh be, yine yaptık" der gibiydi adeta. Sonra mikrofonlar uzatıldı karşısına, o da tüm samimiyetiyle döktürdü içini.
Zor Sahada Kazanılan Değerli Galibiyet
"Deplasmanda oynuyoruz, rakibimiz İstanbulspor. Kolay mı sanıyorsunuz? Hiç de değil!" diye başladı söze. Devamı da geldi hemen: "Ama bizim çocuklar... Onlar sahaya çıktığında her şeyi göze almışlardı. Mücadele etmek, savaşmak ve en önemlisi kazanmak için."
İlk yarıda golü bulmalarına rağmen ikinci yarıda dengenin değiştiğini itiraf etmekten çekinmedi. "Rakip baskı kurdu, evet. Ama bizim takımımızın karakteri işte böyle zor anlarda ortaya çıkıyor" dedi. O kadar doğru ki!
Takım Ruhu ve Mücadele Vurgusu
Şahin'in üzerine basa basa vurguladığı bir konu vardı: takım olmak. "Sahada on bir kişi değil, yek vücut olmak zorundasınız" diye açıkladı. "Bugün de öyle oldu. Birbirimize kenetlendik, zor anlarda birimiz düştü diğeri kaldırdı."
Oyuncu değişikliklerinin maçın kaderini nasıl değiştirdiğini anlatırken sesindeki o gururu duymalıydınız. "Doğru hamleler, doğru zamanlamalar... Futbolun strateji kısmı işte budur" diye ekledi.
Puanın Önemi ve Lig Mücadelesi
Aslında her şey o üç puan için. Şahin bunu saklamıyor bile: "Bu puanlar canımız ciğerimiz. Ligde tutunmak, hedeflerimize ulaşmak için her puan altın değerinde."
Takımının gösterdiği performans ve karakterden son derece memnun. "Bugünkü ruhla devam edersek önümüzde kimse duramaz" diyor. İnanmış, hem de nasıl!
Son sözleri ise adeta bir manifesto gibi: "Çalışmaya, mücadeleye devam. Yol uzun, maraton devam ediyor." Futbolun sadece top koşturmak olmadığını, aynı zamanda bir zihin ve karakter sınavı olduğunu bir kez daha hatırlatırcasına...