Galatasaray'ın unutulmaz isimlerinden Selçuk İnan, bugünkü açıklamalarıyla adeta bomba etkisi yarattı. Takımın son performansını değerlendiren İnan, "Gerginlik bizi vurdu" diyerek aslında herkesin farkında olduğu ama dile getirmekten çekindiği gerçeği gözler önüne serdi.
Şu bir gerçek ki, oyunun ilk dakikalarındaki o gerginlik takımın üzerinde bir kabus gibi çökmüştü. Oyuncular sanki ayaklarına prangalar takılmış gibi hareket ediyor, basit pas hataları yapıyorlardı. İnan'ın da dediği gibi, bu durumun bedelini maçın geri kalanında ödediler.
Oyun Kurucunun Gözünden Kritik Tespitler
Orta sahanın beyni olarak nam salmış bir isim olarak Selçuk İnan'ın tespitleri gerçekten dikkat çekici. "Maça gergin başlamak" deyip geçmeyin - bu aslında bir domino etkisi yaratıyor. İnan'ın anlattığına göre, o ilk dakikalardaki gerginlik:
- Topa sahip olma süresini ciddi şekilde düşürüyor
- Oyuncular arası iletişimi zayıflatıyor
- Yaratıcı futbolun önünü kesiyor
- Savunma hatalarını tetikliyor
Ve en kötüsü, bu durum maç ilerledikçe düzelmek yerine daha da kötüleşebiliyor.
Peki Çözüm Ne?
Selçuk İnan'ın bu konuda söyledikleri gerçekten ilginç. Tecrübeli futbolcu, çözümün sadece teknik hazırlıkta değil, mentalitede de aranması gerektiğini vurguluyor. Takımların büyük maç öncesi psikolojik hazırlığının, fiziksel hazırlık kadar önemli olduğunu belirtiyor.
Aslında bu durum sadece futbol için de geçerli değil. Hayatın her alanında, önemli anlardaki o ilk gerginlik performansımızı etkileyebiliyor. Ama galiba futbolcular için bu daha belirgin - milyonların izlediği bir sahada yaşadığınız gerginlik tüm kariyerinizi etkileyebiliyor.
Selçuk İnan'ın sözleri kulaklarda yankılanıyor: "Bu tür maçlarda soğukkanlılık en büyük silahınız olmalı." Gerçekten de öyle değil mi? Tıpkı bir satranç ustasının hamle yapmadan önceki o derin nefesi gibi, futbolcuların da sahaya çıktıklarında o gerginliği üzerlerinden atmaları şart.
Takımın gelecek maçlarda bu sorunu aşabilmesi için İnan'ın önerisi net: Daha fazla maç pratiği ve mental dayanıklılık antrenmanları. Çünkü görünen o ki, teknik üstünlük tek başına yetmiyor - ruhsal hazırlık da en az onun kadar önemli.