Vallahi, durum hiç iç açıcı değil. Sergen Hoca'nın yüzündeki o buruk ifade her şeyi anlatıyor zaten. Adeta bir deprem sonrası sessizliği var soyunma odasında.
"Çok sağlıklı bir takımımız yok" diyor ya, aslında bu cümle bile durumu hafifletiyor bence. Takımda bir sürü sıkıntı var ve bunların üstesinden gelmek için radikal kararlar almak gerekiyor. Sergen Hoca'nın o meşhur dik başlılığıyla söylediği gibi, bu iş kolay değil.
Performans Krizi ve Çözüm Arayışları
Maç sonrası basın toplantısında adeta bir hekim titizliğiyle teşhis koyuyor Sergen Yalçın. Takımın kanayan yaralarını tek tek sayarken, çözümün de ancak köklü değişikliklerle geleceğinin altını çiziyor. "Bazı şeyleri değiştirmemiz lazım" derken aslında ne demek istediğini hepimiz anlıyoruz.
Oyuncuların formasını bile hak etmediği anlar oluyor sahada. Kimi zaman pas trafiği tam bir keşmekeş, kimi zaman savunma hattı delik deşik. Sergen Hoca'nın deyimiyle "sağlıksız" bu tabloyu düzeltmek için ne mi yapılacak?
- Öncelikle oyuncu motivasyonu üzerine ciddi çalışmalar
- Taktik disiplinde köklü değişiklikler
- Ve belki de en önemlisi - mental olarak toparlanma
Gelecek Maçlar İçin Beklentiler
Peki, bu gidişat tersine dönebilir mi? Cevap: Kesinlikle evir. Ama bunun için zamana ihtiyaç var. Sergen Hoca'nın da dediği gibi, sihirli değnek yok. Her şey emekle, alın teriyle ve belki de biraz sabırla olacak.
Sonuçta bu Beşiktaş. Tarihinde nice badireler atlatmış, her seferinde ayağa kalkmayı bilmiş bir camia. Şimdi de aynı ruhu gösterme zamanı.
Takımın toparlanma sürecinde taraftar desteği de en az teknik kadro kadar önemli. Tribünlerden gelecek o motivasyon, sahaya yansıyacak enerji - bunlar olmadan olmaz. Sergen Hoca'nın takımı yeniden inşa sürecinde herkese görev düşüyor aslında.