Tam da içinden geçtiğimiz o kasvetli haftalarda, Beşiktaş'tan gelen bu haber insanın yüzünü bir nebze olsun güldürüyor doğrusu. Sergen Yalçın - evet, o bildiğiniz, futbola dair söyleyecek sözü olan adam - bugünkü basın toplantısında kelimeleri özenle seçerek konuştu. Sanki her cümlesi, takımın ruh halini yeniden şekillendirmek için özel olarak kurgulanmıştı.
"Umarım bu galibiyet bir milat olur," dedi o derin, düşünceli sesiyle. "Çünkü biliyorsunuz, bu takımın taraftarını mutlu etmek gibi bir sorumluluğu var." İşte tam da bu noktada, gözlerindeki o kararlı ifade her şeyi anlatıyordu aslında.
Zor Günler Geride Mi Kalıyor?
Geçtiğimiz haftalarda yaşananlar malum. Kaybedilen puanlar, eleştiriler, tartışmalar... Fakat bugünkü galibiyet, tıpkı yağmurdan sonra açan güneş gibi geldi. Sergen Hoca'nın da dediği gibi, "Futbol böyle bir şey - bazen dibe vurursunuz, bazen de en tepedesinizdir."
Peki bu galibiyet neden bu kadar önemli? Cevap basit aslında: takımın moraline ve özgüvenine yapılan bir yatırım. Oyuncuların yüzündeki o rahatlamış ifadeyi görmeliydiniz. Sanki üzerlerinden koca bir yük kalkmıştı.
Süreklilik Anahtar Kelime
Sergen Yalçın'ın üzerinde en çok durduğu konulardan biri de buydu: "Kazanma alışkanlığını yeniden kazanmalıyız." Haklı da. Çünkü futbol sadece teknik beceriden ibaret değil - psikolojik dayanıklılık da en az o kadar önemli.
Şimdi asıl mesele şu: Bu galibiyet bir kerelik bir mutluluk mu yoksa gerçekten bir dönüm noktası mı? Sergen Hoca ikincisine inanıyor gibi görünüyor. "Artık her hafta bu performansı sergilemeliyiz" derken, sesindeki o kararlı ton her şeyi anlatıyordu.
Takımın bugünkü performansı gerçekten dikkat çekiciydi. Daha organize, daha disiplinli ve daha istekli görünüyorlardı. Sanki kaybettikleri kimliklerini yeniden bulmuşlardı. Bu, sadece teknik bir galibiyet değil, aynı zamanda psikolojik bir zaferdi.
Gelecek haftalarda neler olacak? Kimse kesin bir şey söyleyemez elbette. Ama şunu biliyoruz: Bugün kazanılan bu galibiyet, Beşiktaş'ın seyir defterinde önemli bir sayfa olarak yerini aldı. Gerisi... Well, gerisini hep birlikte göreceğiz.
