
Vay canına! Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da oynanan bu hazırlık maçı, adeta İspanyol fırtınasının nasıl estiğine dair bir masterclass'tı. Sahada olanları görmeliydiniz – gerçekten görülmeye değerdi.
Daha ilk 10 dakika bile dolmadan, İspanya sanki 'Biz buraya oynamaya değil, gösteri yapmaya geldik' dercesine baskıyı kurdu. Ve 7. dakikada... oh! Morata. Sadece Morata. Pedro'nun soldan ortaladığı topa mükemmel bir kafa vuruşuyla takımını öne geçirdi. Bulgaristan savunması ise adeta taş kesilmişti.
İkinci yarıya gelirsek... Bulgaristan'ın toparlanacağını düşündünüz mü? Hiç sanmıyorum. 32. dakikada olanlar ise tam bir futbol şöleniydi. Morata (evet, yine o) bu sefer yaratıcı yönünü gösterdi, Jesus Navos'a mükemmel bir asist yaptı. Navos topu ağlarla buluşturduğunda skor zaten 2-0 olmuştu.
Ve bitiş vuruşu... 37. dakikada Ferran Torres, penaltı noktasından yaptığı vuruşla durumu netleştirdi: 3-0. Maçın kaderi artık tartışmasızdı.
İstatistiklere bir bakalım mı? İspanya %65 topa sahiplik oranıyla oyunu domine etti. Toplam 14 şutun 7'si isabetliydi – ki bu inanılmaz bir verimlilik. Bulgaristan ise sadece 4 şutla yetinmek zorunda kaldı. Savunma hatları adeta delik deşik olmuştu.
Teknik direktör Luis de la Fuente'nin yüzündeki gülümseme her şeyi anlatıyordu aslında. Takımına mükemmel bir sistem kurmuştu ve oyuncular da bunu sahaya yansıtıyordu. Bulgaristan'ın teknik adamı ise saha kenarında çaresizce taktik değişiklikleri yapmaya çalışıyordu ama nafile.
Peki Bu Maç Ne Anlama Geliyor?
İspanya için bu, EURO 2024 öncesi mükemmel bir moral ve güven artırıcı oldu. Özellikle Morata'nın hem gol hem asist performansı, takımın hücum hattının ne kadar ölümcül olabileceğinin göstergesiydi. Bulgaristan içinse... evet, uzun bir yol var. Savunma organizasyonu ve hücum etkinliği konusunda ciddi çalışmaları gerekecek gibi duruyor.
Son söz? İspanya, Almanya'daki turnuvaya 'Biz buradayız!' diye haykırarak girdi. Rakipleri dikkatli olsun.