Türkiye futbolunun en üst ligi Trendyol Süper Lig, 2025-2026 sezonunun ilk yarısını geride bırakırken, sahalardan çok kulüplerin teknik direktör koltuğunda yaşanan hareketlilikle gündem oldu. Ligin ilk 17 haftalık bölümünde tam 16 teknik direktör görevinden ayrıldı. Bu rakam, geçtiğimiz iki sezonun ilk yarı değişim sayısına ulaşarak, ligdeki sabırsızlık ve başarı baskısının boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Rekor Seviyede Teknik Direktör Değişikliği
2025 yılı içinde, geçici görevlendirmeler hariç tutulduğunda, Süper Lig takımları toplam 31 teknik adamla yollarını ayırdı. Bu isimlerin 23'ü yerli, yalnızca 8'i yabancı kökenliydi. Bu da kulüplerin yerli teknik adamlara olan güveninin sınırlı olduğu, ancak yabancı hocalara yönelmenin de yaygın bir çözüm olarak görülmediği bir tablo çiziyor. İlk yarıda yaşanan 16 değişiklik, toplam değişimlerin yüzde 51'ine denk geliyor. Bu durum, takımların sezona başladıkları hocalarla devreyi tamamlamakta ciddi zorluk çektiklerini ortaya koyuyor.
En Çok Değişiklik Yapan Takımlar ve En Kısa Süreli Hoca
Bazı takımlar, ilk yarıda birden fazla teknik direktör değiştirerek dikkat çekti. Gaziantep FK, Antalyaspor, Gençlerbirliği ve Fatih Karagümrük, bu süreçte ikişer teknik direktörün biletini keserek en istikrarsız görüntüyü sergileyen ekipler oldu.
Görev süreleri incelendiğinde ise en dikkat çekici isim Volkan Demirel oldu. Gençlerbirliği'nde göreve başlayan Demirel, sadece 37 gün sonra kulüpten ayrılarak 2025-2026 sezonunun şimdilik en kısa süreli çalışan teknik direktörü unvanını aldı. Bu durum, özellikle 1. Lig'de dahi kulüplerin beklentilerinin ne denli yüksek ve sabırsız olduğunun bir göstergesi.
Galatasaray Lider, Ancak Genel Tablo Karışık
Tüm bu hareketliliğin yaşandığı ligde, son üç sezonun şampiyonu Galatasaray, ilk yarıyı lider olarak tamamlamayı başardı. Bu, istikrarın başarı getirdiğinin en somut örneği olarak öne çıkıyor. Öte yandan, Avrupa'nın büyük ligleriyle kıyaslandığında, Süper Lig'deki teknik direktör değişim oranının çok daha yüksek olduğu görülüyor. Bu da Türk futbolunun kısa vadeli sonuç odaklı yapısını ve proje geliştirmekte yaşadığı zorlukları bir kez daha vurguluyor.
İlk yarının tamamlanmasıyla birlikte, ligdeki birçok takım için ikinci yarı yeni bir başlangıç anlamına gelecek. Yeni teknik direktörlerle yola devam eden ekiplerin performansı, sezon sonundaki tabloyu şekillendirecek en önemli etkenlerden biri olacak. Ancak bu kadar yoğun bir değişim dalgası, futbolumuzda sürdürülebilir başarı modelinden ziyade, acil çözüm arayışının hakim olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
