Beyazıt’taki o eski taş binalar gibi dimdik ayakta duran bir kulüpten bahsediyoruz sonuçta. Thomas Reis, bugünkü basın toplantısında –hani şu her zamanki ciddiyetiyle– kulüp binasında mikrofonlara konuştu. Sivasspor maçı öncesi gerilim yükseliyor ama Reis’in sesinde sadece buz gibi bir sakinlik vardı.
«Haftaya Avrupa maçımız var, evet. Ama şu anki tek odak noktamız Sivasspor» dedi ve ekledi: «Sivasspor güçlü, çalışkan bir ekip. Geçen sezonki maçları biliyoruz. Sahada bizi zorlayacaklarının farkındayız.»
Aslında herkesin duymak istediği şey Avrupa planlarıydı. Reis, o konuya da değinmeden geçmedi tabii. «Avrupa’da çok iyi bir performans sergilemek istiyoruz» cümlesi odadaydı adeta. «Taraftarımızın desteğiyle kıtada fırtına gibi esmek… İşte hayalimiz bu.»
Forma Meselesi ve Kadro Derinliği
Bir gazetecinin «Neden forma arayışındasınız?» sorusuna ise hafiften gülümseyerek yanıt verdi: «Bakın, sezon uzun. Çok fazla maç oynayacağız. Sakatlıklar, cezalar… Her ihtimale karşı hazırlıklı olmalıyız. Kulüp olarak en doğru kararı vereceğiz.»
Kadrodaki genç yeteneklerden de umutlu olduğunu belirtti. «Genç oyuncularımıza güveniyorum. Onlar da bu yükün altından kalkacak güce sahip» diyerek, içerideki moralleri de yüksek tutmayı bildi.
Peki ya UEFA’nın disiplin cezaları? «Kurallara uyacağız. Endişelenecek bir durum yok» diyerek konuyu kapattı. Öyle ya, Beşiktaş’ın önünde daha çorap söküğü gibi gelecek maçlar var.
Toplantı biterken, Reis’in son sözleri havada asılı kaldı: «Taraftarımızın yanımızda olduğunu biliyoruz. Onlarla birlikte büyük işler başaracağız.» Sivasspor derdi, Avrupa hayali ve taraftarın sonsuz desteği… Hepsi, Beşiktaş’ın kaderini çizecek olan üç büyük etken.
