
Tamam, itiraf zamanı. Bordo mavili kalede yılların tecrübesi Uğurcan Çakır, dün geceki oyunun ardından hiçbir şeyi gizleme ihtiyacı duymadı. Sahadaki her bir oyuncunun -evet, her birinin- bu hezimetten payına düşeni alacağını düşünüyor. Neden mi? Çünkü böyle anlar bir takımı ya parçalar ya da çelikleştirir.
Maç sonu o mikrofona doğru yürüdüğümde aslında içimdeki fırtınayı tahmin edebilirsiniz. Ama işte olgunluk da burada başlıyor. "Biz bu işin profesyonelleriyiz" diyor Çakır, "Yenilgiyi kabullenmek zorundayız, ama asıl mesele bundan sonrası." Gerçekten de öyle değil mi?
Gelecek Haftalara Bakış
Şimdi asıl sorgulanması gereken -ki Uğurcan da bunun altını çiziyor- takımın bu duruma nasıl tepki vereceği. O kaleden gördükleri, tribünden ya da ekrandan görülenden çok daha farklı elbet. "Toparlanacağız" demekle olmuyor bu işler. İçeride bir özeleştiri rüzgarı esmeli, herkes kendi payına düşeni almalı.
Ve taraftar... Ah o mükemmel taraftar! Onların sabrına ve desteğine minnettar olduklarını özellikle vurguluyor Çakır. Zaten bu baskıyı kaldıramayanlar bu ligde tutunamaz. Trabzonspor'un tarihi ise dayanışmayla yazılmıştır.
Son söz? Belki de en önemlisi: "Birlikte başaracağız." Bu sadece bir slogan değil, bir yaşam felsefesi artık. Uğurcan'ın dediği gibi, ders çıkarmak için fazlasıyla malzeme var önümüzde. Geriye tek bir şey kalıyor: O dersleri sahada göstermek.