Zafer Algöz'den Futbol Aşkına Darbe: 'İçimdeki Güven Sarsıldı!'
Zafer Algöz: Futbola Güvenim Sarsıldı

Tamam, itiraf ediyorum. Ben o eski futbol aşıklarından biriyim. Sahadaki o yeşil çimende akan oyunun şiirselliğine, taraftarın coşkusuna, o anlık mucizelere bayılırdım. Ama son zamanlarda işler değişti galiba.

Zafer Algöz'le konuştuk - evet, o ünlü oyuncu - ve futbola bakışındaki değişimi anlattı. "İçimde bir şeyler koptu" diyor adeta. Eskiden pazar günleri maçı bekleyen, takımının formasını giyen, her pası, her golü içinde hisseden biri olarak şimdi neredeyse izlemekten kaçınır hale gelmiş.

Para mı, Ruh mu?

Aslında mesele sadece futbol değil. Algöz'ün de dediği gibi, artık her şeyin merkezinde para var. Transferler astronomik rakamlara ulaşıyor, kulüpler borç batağında, oyuncular sürekli bir yerden bir yere savruluyor. Futbolun o saf heyecanı, çocukluk aşkı giderek sönükleşiyor.

"Sahada gördüğümüz artık sadece bir iş" diye ekliyor Algöz. "Oyuncuların gözlerindeki o ateşi, o tutkuyu göremiyorum eskisi gibi. Her şey çok mekanik, çok ticari hale geldi."

Hayal Kırıklığı Büyüyor

Peki ne oldu da bu kadar değişti? Algöz düşünüyor, bir an sessiz kalıyor. "Belki de biz değiştik" diyor sonunda. "Ya da futbol değişti ve biz fark etmedik. Ama şu bir gerçek: Eskiden tribünlerde hissettiğimiz o büyülü atmosfer giderek soluyor."

Ve işte en can alıcı nokta: Güven meselesi. Futbola olan güven sarsılıyor. Sadece Algöz değil, pek çok taraftar aynı duyguları yaşıyor. Kulüplerin yönetim anlayışı, alınan kararlar, verilen sözler... Hepsi bir güven testinden geçiyor adeta.

Sonuç mu? Algöz şöyle özetliyor: "Futbol hala hayatımda önemli bir yer tutuyor ama artık o körü körüne bağlılık, o koşulsuz sevgi yok. İçimdeki çocuk hüzünlü, itiraf ediyorum."

Belki de bu, futbolun yeni yüzüne alışma sancısıdır. Ya da belki gerçekten bir şeyler yolundan çıktı. Algöz'ün sözleri aslında pek çoğumuzun hissettiği ama dile getiremediği duygulara tercüman oluyor.