Tamam, dürüst olalım. Galatasaray'ın Frankfurt'ta 3-1 yenilmesi kimseyi sabaha karşı sevindirmedi. Ama Ahmet Çakar'a kalırsa, bu sonuç aslında o kadar da "dünyanın sonu" değil. Hatta, normal bile diyebiliriz.
Ünlü yorumcu, o meşhur netliğiyle olayı özetliyor: "Frankfurt'a yenilmek anormal bir durum değil." Peki neden? Çünkar, bunun altını doldururken oldukça ikna edici. Frankfurt'un, özellikle de kendi evinde, ciddi bir Avrupa ekibi olduğunun altını çizmeden geçmiyor. Yani, oraya gidip puan almak her babayiğidin harcı değil.
Asıl Mesele: Rakip Değil, Kendi Eksiklikler!
İşin ilginç yanı, Çakar'ın asıl vurgusu rakibin gücünden ziyade Galatasaray'ın kendi içindeki duruma. Ona göre asıl sorgulanması gereken, neden böyle bir maça hazırlıksız yakalanıldığı. Bu, herkesin kulağına küpe olmalı.
Sezon başından beri süregelen sıkıntılar… Kadro derinliği… Belki de fiziksel hazırlık… Tüm bunlar, böyle zorlu deplasmanlarda kendini ele veriyor. Çakar'ın işaret ettiği nokta tam da bu. Frankfurt'u yenememek değil mesele, mesele kendi potansiyelimizi neden sahaya yansıtamadığımız.
Avrupa Yolculuğu İçin Kritik Uyarılar
Ahmet Hoca, analizini yaparken geleceğe dönük uyarılarını da esirgemiyor. Avrupa kupaları acımasız bir okuldur. Her hatayı, her eksiği anında cezalandırır. Galatasaray'ın da bu gerçeği görerek yoluna devam etmesi şart.
Bu yenilgi bir uyanış çağrısı olabilir mi? Kesinlikle evet. Grup aşamasında hala alınacak çok yol var. Daha çok çalışmak, daha iyi hazırlanmak ve en önemlisi, bu tür maçların gerektirdiği oyun zekasını sahada göstermek gerekiyor.
Sonuç olarak? Ahmet Çakar diyor ki: "Panik yok!" Bu, bir son değil. Aksine, ders çıkarılması gereken bir tecrübe. Geriye dönüp bakınca, belki de bu maç, daha parlak Avrupa geceleri için gerekli olan acı bir ilaçtı. Bakalım sarı-kırmızılı ekip bu ilacı nasıl sindirecek.
