İnanılmaz bir geceydi. Gerçekten. Monaco'nun ışıltılı stadyumunda Galatasaray, Avrupa futbolunun nabzını eline aldı ve kimseye soluk vermedi. Tam bir fırtına gibi estiler.
Maçın henüz 8. dakikasında Victor Osimhen'in o muhteşem golü... Monaco savunmasını adeta bıçak gibi yardı. Kalecinin hiç şansı yoktu - top ağlarla buluştuğunda tribünlerde çıt çıkmıyordu.
İlk Yarı Baskını
Barış Alper Yılmaz'ın 23. dakikadaki golü ise tam anlamıyla bir şaheserdi. Pas, koşu, vuruş... Her şey kusursuzdu. Monaco oyuncuları neye uğradıklarını şaşırmışlardı - sahada kaybolmuş gibi görünüyorlardı.
İlk yarı bitmeden Osimhen'in ikinci golü geldiğinde, artık herkes biliyordu: Bu gece Sarı-Kırmızılıların gecesi olacaktı. 3-0! Rakip taraftarların yüz ifadeleri görülmeye değerdi.
Monaco'nun Zoraki Golü
İkinci yarıda Monaco biraz toparlandı - ya da en azından öyle göründü. 67. dakikada buldukları gol biraz teselli niteliğindeydi. Ama hey, Galatasaray'ın defansı o kadar sağlamdı ki, daha fazlasına asla izin vermediler.
Muslera'nın kurtarışları deseniz... İnanılmazdı. Tecrübesini konuşturdu adeta. Monaco forvetlerine umut vermedi, hiç şans tanımadı.
Son düdük çaldığında sahada yaşanan sevinç görülmeye değerdi. Okan Buruk'un yüzündeki gülümseme her şeyi anlatıyordu aslında. Takım, hocasının istediği her şeyi harfiyen uygulamıştı sahada.
Avrupa'ya Mesaj Var!
Bu galibiyet sadece üç puan değil, aynı zamanda Avrupa'ya gönderilmiş güçlü bir mesaj. Galatasaray bu sezon ciddi işler peşinde - bunu herkese gösterdiler.
Peki ya Monaco? Evet, onlar için zor bir gece oldu. Savunmaları Galatasaray'ın hızlı hücumları karşısında adeta eridi. Orta sahada ise etkisiz kaldılar - Sarı-Kırmızı fırtınasına dayanamadılar.
Şimdi sıradaki hedef belli: Grup aşamasında bu performansı sürdürmek. Eğer bu oyunu oynamaya devam ederlerse, Galatasaray'ı Avrupa'da kimse durduramaz gibi görünüyor. Heyecanlı günler bizi bekliyor!
