Tamam, itiraf edelim - kimse bu kadar net bir Galatasaray beklemiyordu. Başakşehir karşısında oynanan oyun, adeta bir taktik şöleniydi. Okan Buruk'un değişiklikleri ise tam anlamıyla masterstroke'dı, bence.
Okan Hoca'nın Zekice Hamleleri
Maç öncesi herkesin aklında soru işaretleri vardı. Kim oynayacak, sistem ne olacak? Okan Buruk tüm bu sorulara, "Bırakın konuşsunlar, biz sahneye çıkıp göstereceğiz" dercesine cevap verdi. İşin özü şu: Takım sahada bir makine gibi işliyordu. Her oyuncu görevini biliyor, her hareket bir sonrakini tetikliyordu.
Barış Alper Yılmaz'ı sol bek oynatmak... Kim tahmin edebilirdi ki? Ama işte bu, Okan Buruk'un dehası. Oyuncuyu tanımak, potansiyelini görmek ve en doğru yerde kullanmak. Bu hamle tam anlamıyla bir checkmate'tı rakip için.
Barış Alper: Bekte Doğan Yıldız
Barış Alper Yılmaz'ın performansı hakkında ne söylesem az kalır. Sol bek pozisyonunda oynamasına rağmen - evet, yanlış duymadınız - ofansif katkısı inanılmazdı. Sanki yıllardır bu pozisyonda oynuyormuş gibiydi. Hızı, teknik becerisi ve enerjisiyle Başakşehir defansını adeta çileden çıkardı.
Şunu söylemeden geçemeyeceğim: Bazen bir oyuncunun gerçek potansiyeli, onu farklı bir pozisyonda deneyince ortaya çıkıveriyor. Barış Alper için de durum tam olarak buydu.
Maçın Dönüm Noktaları
İlk yarıdaki baskı müthişti. Galatasaray adeta rakip sahaya mıhlanmıştı. Topu kaybettikleri anda anında press yapıyor, hızlıca geri kazanıyorlardı. Bu oyun tarzı - agresif, dominant, kontrolcü - Başakşehir'i hiç hazırlıklı olmadığı bir duruma soktu.
- Orta saha hakimiyeti: Başakşehir'in kreatif oyuncularına nefes aldırmadılar
- Kanat etkinliği: İki taraftan da sürekli pozisyon geldi
- Defansif organizasyon: Top kaybı sonrası hızlı toparlanma
Aslında maçın genelinde şunu gördük: Galatasaray sadece fiziksel olarak değil, mental olarak da üstündü. Her pozisyonda, her mücadelede daha istekli, daha motive görünüyorlardı.
Spor Yazarları Ne Diyor?
Uğur Meleke'nin dediği gibi, "Galatasaray'ın bu performansı ligdeki diğer rakiplere gözdağı niteliğinde." Haklı da. Bu tür maçlar sadece üç puan getirmekle kalmaz, aynı zamanda psikolojik üstünlük de sağlar.
Okan Buruk'un taktik esnekliği gerçekten takdire şayan. Bir maç 4-2-3-1, diğer maç 4-3-3, bir başkasında farklı varyasyonlar... Takım hiçbir sistemde zorlanmıyor. Bu da antrenörün işini ne kadar iyi yaptığının göstergesi.
Sonuç olarak - ve bunu net söylüyorum - Galatasaray bu maçla birlikte ligin en ciddi iddiası olduğunu bir kez daha kanıtladı. Okan Buruk ekibi adeta bir satranç ustası gibi yönetiyor. Her hamle düşünülmüş, her değişiklik zamanında.
Peki ya sizce? Bu performans sürdürülebilir mi? Bana kalırsa, eğer sakatlıklar olmazsa ve motivasyon bu seviyede kalırsa, Galatasaray önünde duracak takım yok. Ama futbol işte - her şey bir anda değişebilir. Bekleyip göreceğiz.
