Dün akşam Nef Stadyumu'nda yaşananlar, bildiğimiz futbol maçlarının çok ötesine geçen bir anlam taşıyordu. Aslına bakarsanız, oyunun kendisi neredeyse ikinci planda kaldı diyebilirim - ki bu hiç alışık olmadığımız bir durum.
Maçtan önce tribünlerde hummalı bir hazırlık vardı. Herkes nefesini tutmuş, o anı bekliyordu sanki. Ve işte o an geldiğinde... Gözlerime inanamadım desem yeridir. Devasa bir insan mozaiği oluştu tribünlerde. Sarı-kırmızı kartonlarla oluşturulmuş bu dev tablo, insanın yüreğini sızlatacak kadar güçlü bir mesaj veriyordu dünyaya.
Bir Çığlık Yükseldi Tribünlerden
'SOYKIRIMI DURDURUN' - kelimelerle anlatması gerçekten zor. O anı yaşayan herkesin içinde bir şeyler kıpırdadığını hissedebiliyordunuz. Stadyumda o garip sessizlik... Sonra bir uğultu yükselmeye başladı, giderek büyüdü, büyüdü ve nihayetinde tek yürek olmuş binlerce insanın haykırışına dönüştü.
Galatasaray taraftarının bu çıkışı, sadece sporun değil insanlığın da sınırlarını zorluyor. Kimi zaman 'sadece futbol' deriz ya, işte o tanım dün gece anlamını yitirdi resmen. Taraftarlar, yeşil sahaların ötesine geçerek evrensel bir insanlık görevini yerine getirdiler.
Tarihe Not Düşüldü
Bu tür anlar spor tarihinde nadiren yaşanır. Belki de yıllar sonra dönüp baktığımızda, 'işte o gece her şey değişti' diyeceğiz. Tribünlerden yükselen bu ses, sadece bir maçın değil, bir dönemin de habercisi olabilir.
Şunu söylemeden geçemeyeceğim: Galatasaraylılar sadece kendi takımlarını değil, mazlumların sesi olma geleneğini de sürdürdüler. Bu, onların DNA'sında var sanki. Dünya kupaları, şampiyonluklar gelip geçici ama insanlık adına verilen bu mücadele asla unutulmayacak.
Stadyumda o an bulunan herkes için tarihi bir andı bu. İnsan bazen durup düşünmeden edemiyor - acaba yıllar sonra torunlarımıza anlatacağımız o özel anlardan biri miydi? Bana kalırsa kesinlikle öyle.