O minderi yumruklarını sıkarak çıktığında, aslında yalnızca kendisi için değil, sırtında taşıdığı o koca tarih için de mücadele ediyordu. Ve işte o an geldi: Ahmet Yağan, Romanya'nın başkenti Bükreş'te düzenlenen Avrupa Güreş Şampiyonası'nda, 70 kilo grekoromen stilde, bronz madalyanın sahibi oldu.
Öyle herkesin kolay kolay alt edemeyeceği bir rakip vardı karşısında: Ermenistan'dan Ağasi Manukyan. Ama Yağan, o çelikten iradesiyle, rakibini 5-1 gibi net bir skorla mağlup etmeyi bildi. Ringteki o son düdük çaldığında, yüzündeki o heyecan ve gurur karışımı ifadeyi görmeliydiniz.
Bu madalya, sadece bir metal parçası değil aslında. Türk güreşinin yeniden yükselişe geçtiğinin, alın teri ve inancın nelere kadir olduğunun bir kanıtı. Sporcularımız, gittikleri her yerde bayrağımızı en yüksekte dalgalandırmak için canla başla çalışıyor – Ahmet Yağan da bunun en güzel örneklerinden biri.
Peki, bu zafer ne ifade ediyor? Güreş gibi köklü bir geleneğe sahip olduğumuz bu topraklarda, genç yeteneklerin asla pes etmediğini, her zaman bir umut ışığı olduğunu gösteriyor. Ve inanın, bu, sadece bir başlangıç.
Ahmet Yağan'ı bu büyük başarısından dolayı yürekten kutluyor, önümüzdeki yarışmalarda da kendisinden haberler bekliyoruz. Arkasında bir milletin duası ve inancı var, unutmasın.
