Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da gerçekleşen o turnuva... İnsanın içini ısıtan bir başarı hikayesine sahne oldu desem yeri. Tam anlamıyla gurur tablosu yani.
Rıza Kayaalp - adını duyunca güreş severlerin yüzünde bir tebessüm beliriyor ister istemez. Grekoromende 130 kiloda mücadele eden bu tecrübeli sporcu, finalde İtalyan rakibi Danila Sotnikov'u mağlup etti. Altın madalya öyle her önüne gelene verilmiyor hani.
Bronz Madalyalar da Gelince...
Feyzullah Aktürk, serbest stil 70 kiloda mücadelesini bronz madalyayla taçlandırdı. Muhammet Bakır ise -o da ne- 92 kiloda aynı başarıyı tekrarladı. İkisi de bronz madalya kazanarak ülkemizin madalya sayısını üçe çıkardılar.
Turnuva boyunca minderlere çıkan diğer milli güreşçilerimiz de var elbette. Hepsi ter döktü, mücadele etti. Ama spor işte - bazen istediğin sonucu alamıyorsun. Yine de denemekten vazgeçmiyorsun.
Peki Ya Gelecek?
Bu turnuva aslında daha büyük organizasyonların habercisi gibiydi. Sporcularımızın forma ve morallerinin yerinde olması - inanın - gelecek için umut verici. Özellikle Rıza Kayaalp'in gösterdiği performans, onun hala dünya çapında bir güreşçi olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Güreş bizim kadim sporumuz. Atalarımızdan miras. Bu tür başarılar da o mirasa sahip çıktığımızın en güzel göstergesi. Sofya'dan dönen madalyalar sadece metal parçaları değil, emeğin, alın terinin ve milli gururun simgesi aslında.