Dün gece oynanan ve futbolseverlerin büyük beklentilerle izlediği maçta, Türkiye Milli Takımı Belçika'ya 3-1 yenildi. Adeta bir rüyadan uyanır gibi olduk – hem de pek de hoş olmayan bir rüyadan.
İlk yarıda dengeleri zorlayan bir oyun sergilese de, ikinci yarıda adeta bir "buzdolabına koyulmuş gibi" soğuyan performans, Belçika'nın avantajını perçinledi. Kim bilir, belki de o anlarda soyunma odasında konuşulanların bir kısmını duyabilseydik, bu sonucun nedenini daha iyi anlardık.
Skorun Hikayesi: Nerede Hata Yaptık?
Maçın ilk golü Belçika'dan geldi – hem de beklenmedik bir anda. Savunma hatası mı? Belki. Şanssızlık mı? Kesinlikle. Ama şunu söylemeden geçemeyeceğim: Rakibin ilk yarıdaki baskısı gerçekten etkileyiciydi.
- 35. dakikada gelen gol, Türkiye'nin oyun planını altüst etti.
- İkinci yarıda ise iki gol daha yedik – biri penaltıdan.
- Bizim tek golümüzü ise maçın bitimine doğru atabildik.
Peki ya o penaltı kararı? Hakem için kolay bir karar değildi doğrusu. Tribünlerdeki tartışmaların sesi, stadyumun dışından bile duyuluyordu adeta.
Teknik Analiz: Rakamlar Ne Diyor?
İstatistiklere bakınca durum daha da netleşiyor:
- Topa sahip olma: %42'ye %58 (Belçika lehine)
- Şut sayısı: 8'e 14
- Kaleci kurtarışları: 3'e 5
Bu rakamlar, sahada kimin daha etkili olduğunu açıkça gösteriyor. Ama futbol sadece rakamlardan ibaret değil – o anki motivasyon, taktik hamleler ve belki de biraz şans faktörü de işin içine giriyor.
Maç sonrası basın toplantısında teknik direktörümüz, "Bu sonuçtan ders çıkaracağız" dedi. Umarım öyle olur çünkü önümüzdeki maçlar için böyle performanslar yetmez.
