
Vay canına! Ümit Milli Takımımız sahiden de harikalar yaratıyor. Hırvatistan karşısında oynanan o hazırlık maçı -ki dostluk maçı demek pek de doğru olmaz, çünkü sahada dostane havadan eser yoktu- tam bir heyecan fırtınasına dönüştü.
Maçın başlangıcı... Aslında hiç de iç açıcı değildi. İlk 45 dakikada takımımız adeta uyuyordu. Topa sahip olmada sıkıntılar, pas hataları, ofsayt tuzakları... Seyirci olarak 'Allah kahretsin, yine mi aynı hikaye' dedirten cinsten.
Tam pes etmeye hazırlanırken, ikinci yarıda her şey değişti. Sanki antrenörün soyunma odasında söyledikleri kulaklarında çınlamıştı da, birden uyanıvermişlerdi. Oyunun temposu arttı, pres yükseldi ve Hırvatistan defansı üzerinde baskı kurulmaya başlandı.
Ve o an geldi!
Dakika 67... Semih Kılıçsoy -ki kendisi bu yaşta nasıl bu kadar soğukkanlı olabiliyor, hayret doğrusu- muhteşem bir golle ağları sarsıyor. Hırvatistan savunmasını adeta çil yavrusu gibi dağıtıp, topu ağlarla buluşturuyor. Stadyum ayağa kalkıyor!
Gol sonrası Hırvatistan'ın baskısı arttı tabii. Hani derler ya 'ölüm kalım mücadelesi'... Öyle bir şey işte. Ama bizim gençler -hele ki kaleci Abdullah Özdemir- inanılmaz bir performans sergilediler. Abdullah'ın yaptığı o son dakika kurtarışı... Oh be! Kalbim ağzıma geldi resmen.
Maçın bitiş düdüğü çalınca, sanki dünya kupasını kazanmışız gibi sevindik. Belki sadece bir hazırlık maçıydı ama gençlerimizin gösterdiği o ruh, o azim... Gerçekten gurur verici.
Bu performansla gelecek için umutlarımız katbekat arttı. Avrupa Şampiyonası elemelerinde neler yapabileceklerini şimdiden merak ediyor insan. Eğer bu şekilde oynamaya devam ederlere, kimseye eyvallahları yok!